Üreten / tüketen,
Yaratılışı bütünlenen
Yaratılış olgusunda
İnsan, hayat, doğa
İlişkilerin kuralında
Yaklaşımlar ayrılığında
Yetinen varlık
Yetinmeyen varlık
Tüm varlıklarda
Yetinme / yetinmeme
Olgusu vardır hayatta
Bütün hayvanlar
Yetinirler doğada
Olanla yaşamak kuralında
Varları tüketirler
Yenilerini üretmezler
Olanlar bitince göç ederler
Ta ki insan
Varlıklar ayrılığında
Üretimle yaklaşır umuda
İlişkiler kurar doğayla
Lazım olanı üretir
Kendini geliştirir
Bitirince terk etmez
Göç ruhunu göstermez
Hayvan / insan farklılığında
Tüketici / üretici ayrılığında
Hayvanlar tüketici varlığı
İnsan üretici / tüketici varlığı
Temsil ederler yasa gerçeğinde
Varlıklarının özünde, değerinde
Üretmeyen / sadece tüketen
Yaratılış yasasının özünden
Sapkınlığa uğramış olan
Hayvanı kendine örnek alan
Kendisi örnek olamayan
Yaratılışına aykırı davranan
Yaratılışını bilmeyen insan
İnsan için onurlu olmak
Yaratılışına uygun davranmak
Aksi ise, hayvansal yaşamaktır
Ne olduğumuzu anlamak
Dünyayı, yaşamı algılamak
Değer ölçüsünde var olmak
Geleceğe aydınlık bakmak
Nesillere yaşam hazırlamak
Olarak değerlenir / onurlanır
İnsanlıkla eşdeğer tanımlanır
İnsan; aklı / iradesi / inancı
Ve kararlarıyla tanıtır insanlığını
Hayata üretimleriyle kılar varlığını
Varlık olgusunda
Tüketim yokluğa
Üretimler varlığa
Giden yoldur doğada
Yaratılışın yasalarında
08.06.2008 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 8.6.2008 00:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Üretici / tüketici olgularında ülkeleri değerlendirmek gerekir. Toplumlar yaşadıkları ülkelerde, doğayı koruyor, geliştiriyor, doğal yaşamı öne çıkarıyorsa, o toplumların üreten / tüketen toplumlar olduğunu söyleyebiliriz. Dünya tarihi içinde seyrettiğimiz toplumları üreten / tüketen ilişkilerinde ele almamız gerekir. Bazı toplumlar vardır ki, ülkelerinde binlerce yıl yaşamalarına rağmen, doğayla birliktelikleri, doğayı korumalarıyla öne çıkarlar. Yine bazı toplumlar vardır ki, ülkelerinde yaşarken tüketirler. Ülkelerini çölleştirirler. Doğanın gelişmesi için katkılarda bulunmazlar. Çıkarcı yaklaşımlar sergilerler. Nedir çıkarcı yaklaşım? Sadece kendilerine lazım olanı yapmaya çalışırlar. Artısını, geleceği, gelecek nesilleri düşünmezler. Mesela kendilerine evler lazım.. Giderler doğanın en yeşil yerinde, üretimi bol alanlarda yaparlar. Çünkü çıkarcıdırlar. Yarınlarını düşünmezler. Evlerini yaptıkları, fabrikalarını kurdukları alanlardaki doğal üretimleri yok ettiklerini düşünmezler. Yarınlarında o doğal üretimlere ihtiyaç duyacaklarını akıl etmezler. Gittikçe çölleşen, betonlaşan, asfalt ziftiyle öldürülmüş doğal yapı bırakırlar. Hem de nerelere? Topraklarının en verimli, en sulak bölgelerine yaparlar.. Kanımca, eski, uygar olmayan toplumlar, günümüz insanlarından çok daha uygarlar. Zira geçmiş toplulukların yaşadıkları yerleri, harabelerini görüyoruz. Yerleşim alanları tepelerde, kıraç yerlerde kurulmuş. Ovalara, tarlalara, sulak yerlere dokunmamışlar. Gelecek nesillere bırakmışlar. İşte Anadolu, bir zamanlar Timur’un Ankara ovasında fil ordusunu sakladığı yer. Eski seyyahların cennet figürüyle tanımladıkları Anadolu. 1600’lü yıllarda yaşayan meşhur seyyah Evliya Çelebi’nin, “bir sincap Manisa’dan Erzurum’a daldan dala atlayarak giderdi” ifadesiyle Anadolu’yu bize hatırlatıyor. Peki, şimdi ne oldu? Aradan 400 yıl geçti. Ormanlar kayıp. Sular kayıp. Nehirler suskun. Ovalarsa beton. İzmir’de yaşıyorum. Artık İzmirli denize girmek için 80–90 km. uzağa gitmek zorunda. Niçin? Hâlbuki daha bundan 40 yıl önce körfezi denize girmek için kullanabiliyordu. Peki, ne oldu? Bütün ülkeyi, büyük / küçük bütün şehirleri ele aldığımızda işin çığırından çıktığını görüyoruz. Üretmeyen / üretim alanlarını tüketen bütün toplumlar sonuçta yaşadıkları yerleri çölleştirirler. Sadece hayvanlarda var olan üretmeme / doğanın ürettiklerini tüketerek yaşama özelliği, çıkar anlayışında insanlarımıza, topluma egemen olduğu müddetçe, gelecek yıllarda cennet Anadolu yerine çocuklarımız, torunlarımız çöl bulacaklardır. Hâlbuki insanın yaratılış gerçeğinde, üretmek / tüketmek ilişkisi birlikte bulunur. Yaşanılan yerleri yaşanacak yerler halinde tutmak, hatta yaşanmayacak yerleri yaşanacak yerler haline getirmek. İnsan olgusunun hayvandan temel farklılığıdır. Düşünebilir miyiz? İnsanın yapısında her iki yapı mevcuttur. Üretmeyen / tüketen hayvansal yan. Üreten / tüketen insansal yan. Ne var ki, inanlar bireyselliğin ve çıkarcılığın kurbanı olarak hayvansal yanıyla yaşamayı seçer. Özellikle ülkemizde uygulanmaya başlayan, liberalliğin (bireyciliğin) , kapitalizmin (çıkar için her şey mubahtır) anlayışının insanımız üzerindeki olumsuz etkilerle ülkemiz yok oluşa doğru gitmektedir. Başka topluluklar çöllerini cennet yapma yarışına girmişken ülkemizin durumu cidden düşündürücüdür. Siyasiler kendi kısır çekişmelerini yaparken… Sermaye sahipleri kendi kârlarını düşünürken… Tarım alanlarında / köylerde artık genç nesiller sosyal sınıflaştırma yüzünden kalmazken… En güzel yeşil alanları betonlaştırma için yerel yönetimler inşaat izinleri verirken… Sulara her gün binlerce mikrobun karışmasını engelleyen tedbirler alınmazken… Bu ülkenin yöneticilerinin, yerel yetkililerinin, aydınlarının…. Parlak nutuklarıyla, şöyle geliştik, böyle geliştik diyerek şişinmelerinin arkasından gelecek tek şey çölleşmedir. Bu gerçeği göremeyen herkes sonuçta kör olarak gelecek nesillerce damgalanacaktır. Zira günümüz neslinin çocukları / torunları, böyle giderse gelecekte Anadolu’da yaşayamayacaklardır. Bir ülkeye, bir topluma yapılacak ihanetlerin belki de en büyüğü bu olsa gerekir. Kanımca vatana ihanet kavramları yeniden gözden geçirilmelidir. Kanımca doğal yapısındaki hayvansal yanıyla hayatı algılayan, yargılayan, yaşayan her insan, kendini yaşatırken, çocuklarının / torunlarının hayatını öldürmektedir. Kanımca doğal yapısındaki hayvansal yanıyla hayatı algılayan, yargılayan, yaşayan her insan, bencil, çıkarcı, kendinden başkasını düşünmeyen bir zavallıdır. Anadolu’yu doğal afetlerin, savaşların getireceği sonuçlar yok etmeyecektir. Anadolu’yu bencillikleriyle, çıkarcılıklarıyla çölleştiren nesiller yok edecektir.
Yaratılışına uygun davranmak
Aksi ise, hayvansal yaşamaktır '
Çok güzel.Teşekkürler
Her şiirinizde farklı bir konuyu aynı güzellik ve akıcılıkta işlemeniz harika bir özellik. Çok sevyorum. Bu da ayrı bir nefasetti. Gönül defterimden 10
İnsan; aklı / iradesi / inancı
Ve kararlarıyla tanıtır insanlığını
Hayata üretimleriyle kılar varlığını
Yan yazılmış bir sekiz kadar sevgiler...
Âlimoğlu
TÜM YORUMLAR (37)