Güneş düşünce takatten
Ben devralırım gökyüzünün nöbetini.
Çok sürmez elbet! Karanlık sızar vakte,
Felek durur bir müddet gecede.
Arşa kırarım rotasını tufandan çıkmış yüreğimin,
Önümde kaderim yürür babam gibi ağır ağır.
Âlemin sınırlarına varır dalgınlığımda ayaklarım;
Erinmem, çiğnerim çiğnendiğim gibi.
Kaderin tokadı iner dünden kalma bir hınçla
Yüzüme… Dilime dolanır acıdan bir sövgü yumağı,
Susarım; içimde sabrım,
Ellerimde mavzer olur sevdam, susarım
Ve inerim kadem kadem kendi dinginliğime,
Asarım mavzerimi bir çaput gibi
Tuba’nın saçlarımdan sarkan dallarına
Ve bozarım mayamın özünü;
Tutarım yıldızların en bakiresini
Ve gözlerimle -güneşe inat-
Sevişirim Samanyolu’nda saat saat…
Bir hezeyan tırmanır kulaklarıma;
Sevdamın manifestosu okunur yıldızların
Köşe kapmaca oyunlarının bitiminde ve bitiminde
Bir ihtilal daha yaşarım, düşerim nöbetten… Kan akar
—değil bu kez damarlarımdan¬¬
Gözlerimdeki uykusuzluktan...
Bir ıslık çığırır kayıp giden yıldız,
Koşarım ardından bir tutam dilekle ve bir çocuk gibi
Tökezler, düşer ve kapanırım; kırılır dalım budağından.
Usulca bir kar, koca bir kış yağar
Dualarımın şekilsiz uzantılarına;
İnkisarıhayale uğrar ve dönerim aslıma.
Kir tutar hasretim katran katran,
Mevziime İrem’in hurileri gelir çırılçıplak,
Bu kez yalan dokunur -güneş gibi- gözlerime.
Anaç bir yıldız uzanır yanaklarımda büyüyen mahzunluğa,
Tutarım, taparım huşuyla; sözünü alırım bir nöbette daha
Hikâyesini dinlemeye nu sevdaların… Tipi olur;
Gözüm kesmez saati, yorulurum,
Düşerim fecr-i kezzabın kara düşlerine.
Yastığım olur düşüncelerim, kar örter üstümü
Ve anlarım güneşin takatsizliğini… Çarmıha gererim
Mavzerim olan sevdamı… Şafak söker, akdim biter;
Bahara kalır çiçeklerle vuslatım.
…………………………………Uyanırım…
Susmak bilmeyen bir kadın olur vicdanım.
Susarım, susarım, susarım.
Ufkun dudaklarına kızıllık düşene dek susarım…
Kayıt Tarihi : 18.9.2009 23:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!