İncindim evet,kabul ettiğim tek tesellim bu
Sürgünlerden kalma vurduğun çentikleri ilk gün gibi taze dokunulası
dikkat et; yaralarım sağlam hiç bırakmadılar bizi senin gibi.
Bildiğin gibi hala yüreğim,bitmeyen sabrıyla daha güçlü inan
ürkek gibi görünüyor aslında öyle, artık büyümesi gerekiyor
içimdeki çocuğun,hem daha ne kadar kabus görebilir ki..ne kadar
Sarsıldı yeterince,kırgınlığı yeni değildi üstüste geldi sadece
o yüzden devamlı durmayan düşüşler..
Bıraktım,vedalaştım,yüzleştim diyorum ya hep
kendime sesleniyorum aslında ve öyle bir an geliyor ki
bozuluyor bütün sözler,meğer herşey yerli yerindeymiş
meğer büyüsü bozulsa da,buğusu yerini koruyormuş..
Hüzün gelince gözlere,hiçbir söz geçmiyormuş..
Damla damla akan inciler boşuna olabilir mi?
Yürek ne kadar suskunsa, içten içe saklıyormuş
en güzel yerde zamanı gelince hiç bir söz kar etmiyormuş..
Hayata karşı duruşu güçlü gibi görünse de,bazen çöküyor
iyiliğe doğru yapılan bütün köprüler
ufacık bir dokunuşla birden yıkılabiliyormuş..
Anlık incecik çizgide,sanki ip üzerinde yürümek gibi
itina ettiğin dengenin bozulduğunun resmidir
sahibi olduğun anılarına teslim olmuşsundur artık
oysa ki; nasıl da kurtulmak için can attığın
evet canını atmışsın,kuyunun dibindesindir artık..
Zifiridir her yanın,gözgözü gör(e) mez
bilmediğin boşlukta ellerin hissetmez
ıssızlığında yitirirsin,olanca gücünle tutunduğun hayatı
ve bırakırsın O tanıdık içsel ağrına sorgusuz..
Tasfiye ettiğin gönül hanen loş ışıkların gölgesinde
yönünü bir daha aynı izde bulamayacaksındır
hazır olmalısın,hep aynı yörüngede yine geriye
şaşırma ama yine kendine dönmüşsündür..
Özlemişsindir belki,garip bir aforizma
mecbursundur gönüllü,tutuklu kalmaya
prangalarda ayakların,istesende gidemezsin..
Belki böyle yaşamalı artık,mühürlü kapılarında yüreğim
ne kadar acı versen hala huzurunda bahar bahçelerim
puslu görünen bulutları hiç eksilmeyen
duyumsadığım sevi halleri geçmişte kalsın
ne çıkar ki? hissederim bilirsin..
Sahibiyim,semaları yıldızlı görünen
elleri hasret kokan yaralım..
Talibiyim;
bir göz yanılması kadar bile olsa kanatlarının
aç gözlerini,bak gökkubbe nasıl da aydınlık
güneşin doğuşunda,tan yeri ağarırken
gökyüzümde kaybolan
yıldızları bir bir topla..
Sonra de ki,bana;
bak güzüme inen perde kalktı
geldim çöllerimle,vahalarına..
Aynı göğün altında ıslanmaya
sonra da, uslanmaya aşk ile..
İsterdim ki; gözlerimi kamaştırsaydın yine
ve ben,hiç görmeseydim ayı yıldızları
ışığınla aydınlansam yeterdi..
Bir eflatun..
06 07 2011-06:00 İzmir
Kayıt Tarihi : 25.8.2011 03:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!