İncilerimiz
.....
Sözlerimiz vardı her gece paylaştığımız,
İnciler gibi dizilirdi, sevinçlerimiz,
Bembeyaz bulutları ellerimizle toplardık,
Kendimizi çok uzaklarda mutlu hissederdik,
Bizim olan her düşünceyi, incelerdik,
Fikirlerimiz bizimle yeşerdi.,
....
Bazen kırlarda, doğal yaşamın içinde,
Kaybolmamış dağ çiçeklerini seyrederdik,
Şehirlerin acımasızca yıprandırdığı ruhumuz,
Hep yeşile ve kırmızı gelinciklere, aşıktı,
Bana en güzel hediye yi uzattığın zaman,
Bu ova da kendimi ne kadar yalnız hissediyordum,
Bir acemi; uçmasını bilmeyen kuş gibiydim,
Orta yerde kalmış, nereye gideceğimi bilmiyordum,
Senin kapında, beklerken, tüm odaların kapılarını açtın,
İçinde ki insanları gördük, bir anda, bu dünyada,
Yazdıklarını ve konuştukları; her şeyde bir maske,
Ben ve sen, o maskeleri hiç sevmezdik,
Saklamadık, hiçbir şeyi anlatmak istedik
Gerçekler bir, bir gün yüzüne çıkıyordu,
İnsan bu yaşamda, şekilden şekle dönüyordu,
....
Beni anlayan bir inci bulmuştum,
Okyanusların, en derin sularında
Bu kadar çile dolu gecelerde hep bekledim,
Denizlerde ki tüm dalgalar bana baş kaldırdı,
Aldılar beni, sürüklediler, çaresizdim,
Hiçbir insanın arkasından gitmek istemedim,
Gözlerim çok uzaklarda, seni bekledim,
Katkı maddesi katılmamış, kendini korumuş,
Belki hormonlu zaman güzel görünmüyordu,
Uzak denizlerde, her şey ve ben kaybolmuştum,
Kendimi arıyordum, bulamıyordum,
...
İstiridye kabuklarını martılar bana taşıdılar,
Sabırla aylarca içlerine baktım,
Aradıklarımız vardı, coşku ile bulmak için,
Çocukça sevinçlerimiz, yüreğimize sığmaz oldu,
Her bulduğumuz, yeni inci bizim oldu,
Şekillerini incelerken, ışıklarını seyrettik,
Baharda dönen turna kuşları gibi, uçuyorduk,
Dünya bizimle beraber fikir gelinciklerini,
Tohum, tohum yeryüzüne taşıdı,
Kırlarda kuşlar, aşk türküleri, söylediler,
Kırmızı renklerin yakıcı ateşi yüreklerine düştü,
Benim elimde inciler, senin elinde gelincikler,
Saçtık, topraklara her şeyi,
Günler sonunda devşirirken, bir müjde gibi,
Mutluluk rüzgarları bizi aldı götürdü,
Başka bir alemde paylaştıklarımız, bizimdi,
Sen beni tanıdın, ben ise seni,
...
Bir gerçek vardı,
Belki hiç söylemedim,
İçimdeki tüm düğümler bir-bir çözülürken
Beni anlayan tek insanın sen olduğunu gördüm,
Belki ben hatalıydım insanlara karşı,
Anlatmak hiç istemedim, hep kaçtım,
Şimdi bazı incileri dökerken, sözlerim,
Yakıcı bir ateş gibi, beni yaktı,
...
Bu sabah, ellerinde bir demet gelincikler,
Kapıma gelip, beni sormanı bekledim,
Avuçlarımdaki tüm incileri sana veriyorum,
Verdiğin çiçekler, benim için çok daha değerli,
Özgür düşüncelerin, kır türkülerini söylüyorlardı,
Beni başka hiçbir şey, mutlu etmezdi,
...
Senden ayrılalı gülmedim, “ can dost”
Her sabah toprak da yürürken, varlığın özüne aktı,
Yeniden doğan, günleri, sayarken, dertlerimi
Göz yaşlarımda, sakladım.
...
2003/mart
Kayıt Tarihi : 3.5.2003 06:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cağlar Akarsu](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/05/03/incilerimiz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!