‘’ SADECE ANLAYANA BAKAR AYNALAR,
BİR DÜŞ GÖRMÜŞÜM GİBİ YALNIZLIKLAR,
DERDİME DERT ARAYAN BU SESSİZ VE İLİKSİZ SOKAKLAR. ‘’
Alıyorum elime kalemimi ve bir kez daha bakarak yanımda ki duvara düşünüyorum her zamanki gibi hayal âlemime dalıyorum dünya masamın kenarındaki dumanı tüten sıcak çayla yürüyorum yalnızlığa ceketimin cebinde duran sigara yoruyor beni bekle biraz daha kapı çalıyor açmam lazım bir yiğit geliyor…
Bir gün kalkar ayağa ve bakar yalnızlığına bir titrememimdir bu ya da bir bakış açısı sevinir yalnızlığa üzülür yokluğuna bir tek inci tanesi gibi yuvarlanır bu dünya da sen ve ben kalırız bu dünya da bir yiğit vardır ömrü ömürdür geçen her her gün hakkıyla ve yürür bitiğinde vade hakka sen ve ben kalırız burada yalnızlığımızla bir insan tanırım dersin konuşması da halleri de tam insan ona ben yiğit derim okuyan insanlar vardır ya okudum diyen insanlar hele sen bana baksana o insan hayatın kitabını okumuş derim…
Bir yiğit tanırım geçer günlerden günlere bir yiğit tanırım sığmaz yüreğime kalbim atıkça atar içimde
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,