İnci-ve Bakar Yalnızlığına-

Ömer Faruk Eryılmaz
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İnci-ve Bakar Yalnızlığına-

‘’ SADECE ANLAYANA BAKAR AYNALAR,
BİR DÜŞ GÖRMÜŞÜM GİBİ YALNIZLIKLAR,
DERDİME DERT ARAYAN BU SESSİZ VE İLİKSİZ SOKAKLAR. ‘’
Alıyorum elime kalemimi ve bir kez daha bakarak yanımda ki duvara düşünüyorum her zamanki gibi hayal âlemime dalıyorum dünya masamın kenarındaki dumanı tüten sıcak çayla yürüyorum yalnızlığa ceketimin cebinde duran sigara yoruyor beni bekle biraz daha kapı çalıyor açmam lazım bir yiğit geliyor…

Bir gün kalkar ayağa ve bakar yalnızlığına bir titrememimdir bu ya da bir bakış açısı sevinir yalnızlığa üzülür yokluğuna bir tek inci tanesi gibi yuvarlanır bu dünya da sen ve ben kalırız bu dünya da bir yiğit vardır ömrü ömürdür geçen her her gün hakkıyla ve yürür bitiğinde vade hakka sen ve ben kalırız burada yalnızlığımızla bir insan tanırım dersin konuşması da halleri de tam insan ona ben yiğit derim okuyan insanlar vardır ya okudum diyen insanlar hele sen bana baksana o insan hayatın kitabını okumuş derim…
Bir yiğit tanırım geçer günlerden günlere bir yiğit tanırım sığmaz yüreğime kalbim atıkça atar içimde
-sabah doğar güneş aydınlık çöker üzerimize, akşam batar güneş yıldızlar yol gösterir bize hey sen dur! Sen hissetmezsin bakarsın öyle daha bu ne, kalp atan bir düğüm sadece.
Yürürsün adım adım yürürsün yolunda titrete titrete yürürsün yürürken kendi kendine dersin acımasız dünya
Sen varsın ben içinde kayıp, bilmece sanırsın ve kaybolursun içinde bir çekiç gibi kafana geçer dünya sen bakarsın yalnızlığa dur ve düşün şimdi sen burada bir başına ama burada kim bakar sana otur önce kalbini dinle sen buna muhtaçsın yiğidin has gibi yiğit olmalısın elinde olan sigara sana dert açmasın başında dert var zaten sen önüne bakmalısın bir düşün bence soğuk bir çay nedir sence titrer -eten buzlar ne içindir sence sıcak bir çay her derde deva bence tadı da dumanda bir güzel bence kader ırmağım olsun sen beklemeyi bil önce beynim yorgun bu günlerde sen bekle ben düşüneyim önce sonrasını görememişken anını yoklamamışken sen dur ve söyle amacının gölgesin de.

Yorgunum dede neden yorgunsun torunum, yorulduğum için dede neden torun- hayat bir bilmece dede bir yol sadece ve ben yürürken bile yorulduğumu hissetmekte öyle olmaz torun yürüdün yol hak yolu yoruldum deme sen bence yürüme koş durmadan koş bence.
Bir çay versem içermişin benimle ya da bir sigara versem yakar mısın benimle koşsak durmadan yürüsek ileriye gerilere bakmadan ilerlesek bence ne derdimiz olsa ama tadını da kaçırmasak bence kitap sen beni dinle önce sus ve bak bana bir kere konuşmak ne çare tükenen sözler yerine ne getirir ki ateş yanmış külü koymuş zaten yerler sen dur ve bakalım biz önce durmadan yürüyeceğimiz yollara yoksa şüphe bitmez bir acı sadece.
Bir acı var içimde ne olduğunu bilmediğim bir acı bana acı gelse de benim için sadece tatlıydı yalnızlığımı içime saklarken bile hüngür hüngür ağlardı ben anlamazdım çünkü çocuktum.
Sorsam ona beni anlar mı ya da bakar mı ufuklara görmediği bu ıssız çukur var ya sadece bir rüya beni oyalayan ve kandıran bir rüya ağlamak bile zor bana…
‘’ KİM BİLİR BELKİ DE İYİ OLMADIĞINI BİLİYORUM,
AMA BEN NEDEN KORKUYORUM,
HER SATIRIMDA NEDEN BUNU SÖYLÜYORUM
HAKLISIN KORKUYORUM. ‘’
Bir düşüncem vardı önce kendisini belli etmeyen bir düşüncem kovalardı beni sokakta bir oraya bir buraya ben hiç hissetmezdim ne bu derken bile anlamazdım yoktum çünkü ben hala bir yerler de uykudaydım oysa onlar beni çoktan kandırmıştı ben ise kandırıldığımla kalmıştım evet evdeyim dışarı çıkamıyorum çünkü korkuyorum kalabalık üzerime doğru geliyor acaba derken bile düşünüyorum kapıya yanaşıyorum ama içimdeki korkuyu yenemiyorum sarmış her tarafımı susturmuş beni düşünemiyorum soluğum kesiliyor kalemimdeki mürekkep son buluyor kâğıdım bitmek üzere ve onlar azaldıkça değil dışarıdan kendimden bile korkuyorum onlar benim nefesim onlar benim her şeyim, birde oda üstüme geliyor dur diyorum beyinim durduğunu hissediyorum tarifim tarifsiz kalıyor – sence de dur desem her şey durabilir mi ya da susturabilsem dünyayı her şey biter mi düşünüyorum da her şeyin pilini çekip çıkarsam başlangıç mı olur son mu bilemiyorum. – şu satırları ele alırken seviniyorum lakin beynim yoruluyor aklıma hiçbir şey gelmiyor biraz uyumak istiyorum canım çay istiyor ama hiçbir mecalim yok kalkamıyorum da olduğum yerde düşüyorum – kelimelerimi kalemime cümlelerimi de kâğıdıma emanet ediyorum - biraz düşünmek istiyorum hayallerim bu sefer bana ne diyecek merak ediyorum.
… Aslında her şeyi biliyorum lakin bilmediğimi sanarak kendimi kandırabileceğimi düşünüyorum ama sorun şu ki bilmemekle kendime eziyetten başka bir şey etmiyorum…

Bir dem gibi oturdu yalnızlıklar üste kalanlar ise kaldılar boğuştular birer birer sahiden düşünürken bile akılarında kalan boşluklar, düşünce aşılacak yolun kararlılığıdır, sözler o yollardan kaldırılacak engellerdir, gönül ise içtenliğinden gelen başarılardır. Susmak istemiyorum bu günlerde nefesim kesilmiş gibi hissediyorum ben ne haldeyim bilmiyorum ama tek bir düşüncem var ondada eminim ki bütün gücümle yürüyorum, hey! Sen karşına baktığın zaman ne görüyorsun dolu içinde boşumu boş içinde doluyu mu farkında mısın sen de hiçbir şeyi bilmiyorsun çünkü sorunumuz bu bakmamız gerekiyor aynaya bakmamız gerekiyor ki bize göstersin her şeyi göstersin ki bilelim üşüyorum bu günlerde tek hissettiğim bu üşümek. (beş tane makale düşünün beşini de bir araya karıştırdığımı)
Ölüm diyorum önce bir düşünüyorum sonra aklıma geliyor hakka yürümek istiyorum korku aklımdan geçse de aldırış bile etmiyorum duymak mı istiyorsun, korkmuyorum.
Çayımın şekerini karıştırdığım gibi her şeyi karıştırıyorum ama neyse toplamasını da bu yazıları okuyana bırakıyorum ama dur daha sözüm de yazım da bitmedi bekliyorum sen de bekle.
Bakarsın aynaya ve kendini görürsün en uç ve en dip köşelerin de sızlanmaz yüreğin çünkü sen busun aynada ki yüreğin.
Bu günler kötü bence yanlış söyledim her gün kötü zaten karanlık herkesin üzerin de kurtulabilen günün yıldızlarına sarılırken kurtulamayanlar her zaman ki gibi karanlığın içinde yalnız bir serçe gibi bekler durur sadece, inanıyorum bu karanlıklar vakti gelince yerini günün seherine bırakacak korkuyorum günün seherine geldiği vakit her şey için geçmiş olacak…
Keskin zekâma güveniyorum kullanamadığım keskin zekâma sadece anlayanlar bilir ki anlayanlar kaybolmuş bir dize, beni anlayan bilir ama anlayanlar sokağı ıssız bu günlerde bende bekliyorum sisli lambanın direğinde. ==
‘’İnsanlar çöktüğü an üzerine karanlığı hatırlarsın, insanları tanırsın sonra seni boğan temiz hava olunca tek bir kelime yeter sana ‘ ölüm bana yakın zaman da .’’
Yeni bir aşk denemesi bu yeni bir sevda arayışı yeniden ve son kez doğru yola yürüyüş bu su gibi temizliğimle arınıp konuşmalarım var sırada, gözler uzak ve yıpranış biçimi, arayış ise yorgun bir kaçış yeni bir aşk denemesi yeni bir sevdaya yolculuk bu gül gibi kokan dağları tepeleri ardına sığmayan düz bir yokuş bu ‘’ bana kızacaksın? ’’ bakışlarıyla hey dostum yanıma gel yakarışı bu.
Sokaklar soğuk bu günlerde,
İnsanlık bitmiş içlerde yorgunluk ise kan gibi akıyor yürekler de
Sokaklar soğuk bu günlerde insanlar insanlığını kaybetmiş çırpınıyor bir gölde
Sokaklar ıssız bu günler de acısı dünyayı aşmış
Hey insan kendine gel diye yakarıyor bu sisli gece de.
Artık her şey sadece bir leke
Gözler önüne serilmiş bir perde
Yollar ise karanlık bu günlerde

Kötüler kötülüklerini saçar olmuş bu güzel şehirde
Kötülük namını salmış bu gül kokulu caddelerde
Bunlara dur diyecek kalabalık gördüm dün gece
Bir kişi olmuş yüreğiyle 100 kişiye bedel haykırır aslan gibi kükrer gece
Aşılacak yollar var aşmak gerek durmaksızın bir gece de
Yoksa kalemim de tükenir, defterimde…

Ben mükemmel bir insan değilim bedenim aczime kanmış durumda ve kurtulamıyorum rabbimin dualarıma bir cevap veya bir karşılık vereceğini biliyorum ve gitmek istediğim yolu biliyorum ancak o yolu bulamıyorum ya aramaya devam etmeliyim ya da yoluma yardımcı bir yolcu edinmeliyim.

Bir sahnedeyim şimdi bütün herkes karşımda herkes bana bakıyor sahnedeki yeteneğimi merak ediyor başta da ben, sahne bir anda aydınlanıyor ve ben kendimi kanıtladığım güne gidiyorum gidiyorum ama yolu bilmiyorum belki de imkânsız hayaller kuruyorum hayal: herkesin kurduğu şeyden ama ölüm dışın da hiçbir şeyin imkânsız olmadığını biliyorum. Hey sen çabuk ol yollarını gözlüyorum.

Bunu okuyan kişi elimden tutar mısın yolumu bana gösterir misin, destek olur musun bana yazılarıma koymak istemediğim nokta değil de üç noktam olur musun? Beklemek erdemliktir bekliyorum gelirmisin.

Ben bu yazıma burada üç noktayı koymak istiyorum, hayallerime dönmem lazım yardımını bekliyorum.

Sorumsuz insan değilim özsöz ve sonsöz istemiyorum, ben gelişme bölümümü tamamlamak istiyorum…

Ömer Faruk Eryılmaz
Kayıt Tarihi : 26.8.2015 01:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ömer Faruk Eryılmaz