İncelik, Kusuru Kabullenmede

Sezayi Tuğla
1645

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

İncelik, Kusuru Kabullenmede

Kusursuz dost bulmak, imkân dışıdır,
İncelik, kusuru kabullenmede.
Kusuru yok etmek Mevla işidir,
İncelik, kusuru kabullenmede.

Kusursuz ararsan kalpler yıkarsın,
Bu girift sokaktan çok zor çıkarsın,
Sonunda yorulup sende bıkarsın,
İncelik,kusuru kabullenmede.

Herkes mükemmeli elbette ister,
Denilse bizlere “bir örnek göster”,
Netice hezimet, sonunda “pes” der,
İncelik, kusuru kabullenmede.

Kimse erişemez zümrütten köşke,
Herkes kabullense bunları keşke,
Hoşgörü, olmalı ortak bileşke,
İncelik, kusuru kabullenmede.

Sezayi, aynayı arada yokla,
Bir şey söyler iken etrafı kokla,
Şahsi görüşünü kendine sakla,
İncelik, kusuru kabullenmede.

(HAZİRAN 2009)

Sezayi Tuğla
Kayıt Tarihi : 30.10.2012 17:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


HOŞGÖRÜ SINIRLARI Kusursuz dost arayan dostsuz kalır. Bu söylem, en hoşuma giden sözlerden biri şüphesiz. Egosu ağır basan insanlarda daha ön saflara çıkan “megalomani”, genellikle dostlar arasında küskünlük ve kırıcılık boyutlarını, tamiri kabil olmayan safhalara kadar çekiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu duygu (Yüce bir güç tarafından korunanlar hariç) tüm insanlarda mevcut kanaatimce. Zaten imtihan olmamızın bir sebebi de bu değil mi? Mühim olan bol bol empati yaparak bu duygularımızı kontrol altına almaktır. O zaman etrafımızdaki dost çemberinin halkalar halinde genişlediğine şahit olacağız mutlaka. “Ene”si ön plana çıkmış kişiler dostsuz mu kalır diyebilirsiniz belki. Ancak o tür dostluklar, menfaat ilişkilerinin sürdüğü boyutlarda, dar çerçeve içinde bir serap gibi devam eder. Şartlar ortadan kaldırılınca, dostluğun bir anda bittiğini görmek her an mümkündür. Hiçbir kalıcılığı olmadığı gibi yerini kindarlık ve düşmanlığa da bırakabilir bu tür dostluklar. Önce hesap ve uygulamanın en ince teferruatına kadar, kesinlikle birebir örtüşemeyeceğini kabullenmemiz gerekir. Hangi konuda olursa olsun en uzman kişi; “Ben bunu beceririm” dese de katılmıyorum. “O kadar kusur kadı kızında da olur” kabilinden de olsa, mutlaka ölçüde bir sapma olur. “Evdeki hesap çarşıya uymaz” sözüne katılmamamız mümkün değil. Bir örnek vermek istiyorum; Hassasiyetine güvendiğimiz marangoz arkadaşımızdan ölçümü kusursuz olan, 10 x 5 x 2 cm. boyutlarında Oldukça güzel, ince zımparayla parlatılmış, bir tahta parçası istediğimizi düşünelim. Marangoz arkadaşımız ustalığına güvenerek, bize istenileni yapabileceği sözünü verir. Ustamız, kusursuz eserini bitirir, marangoz metresiyle ölçer. Ölçüler tamdır. Daha hassas bir ölçü aleti olan kumpasla yeniden ölçtüğümüz tahta parçamızın ölçülerinin şaştığını görürüz. Bu ölçü aletimizin yardımıyla yeniden başka bir mamul hazırlasak, kumpasla ölçülerinin tam olduğu görülen eserimizin, mikrometreyle ölçüldüğünde yine saptığına şahit oluruz. Mikrometre kontrolünde hazırlanan parçanın çok çok daha hassas ölçü aletleriyle, her defasında yeniden düzeltilerek sırayla ölçüldüğünde bir sonraki hassasiyetin, kendisinden önceki ölçümlerin kusurlarını ortaya çıkardığı gayet olağan bir durumdur. Oysa bizim matematiksel hesaplarımız doğruysa, uygulamada da birebir doğru olması gerekmez miydi? O halde iş ve ilişkilerimizde yapacağımız şey, kusursuzu hedefleyip, makul ölçülerde kusurları da kabullenmek olmalıdır. İnsanoğlu ancak bu şekilde mutlu olur. Aksi takdirde insan, aynaya bakmaktan korkan, megaloman bir tip olmaktan hiçbir zaman kurtulamaz.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sezayi Tuğla