O yâr bana mektup yazmış inceden ince
kurşun kalemle,
Etrafın süslemiş binbir hicran ile
yedi renk elemle.
"Hasta yatağında zar zor yazdığını,
Yüreğinde yine o ağrının nüksettiğini,
Nane limon kabuğu ile ilaç yapmış içiyormuş.
Doktora bensizlikten değil,
üşüttüğünden olsa gerek söylemiş.
Sen gelince tüm dertlerim bitecek,
Selam ederim hasret kokan yüreğinden öperim" diye mektubunu bitirmiş.
Ey benim kışta kalmış dumanlı dağım,
Kirpiğimde gözyaşım,
Ocakta, tenceremde pişen aşım,
Yüreğimde yanan ateşim.
Ben de cevaben bu satırları,
üzerime yıkıp gittiğin,
bir başıma bıraktığın,
bu şehrin enkazı altından yazıyorum.
Senden sonra bu şehir bahar görmedi.
Güller gülistana,
Karıncalar toprağa,
Ağaçlar yaprağa,
Yapraklar yağmura,
Yağmur buluta,
Bulut göğüne,
Ben güneşe küstüm.
Senden sonra güneşi görmedim,
Örümcek oldum, ağ ördüm
gözlerime,
Işığı görmedim.
Hasta düştüm senden sonra.
Yine seninle bahçesinde çay içtiğimiz,
o taş duvar eski yapı hastanede yatıyorum.
Ara da bir şiir yazıyorum diye hemşire, doktor fırçası yiyorum ama olsun,
Duymazdan geliyorum, bazen gülüp geçiyorum.
Fani dünyada ben beni bile üzmüyorum,
emanetim diye.
Öksürüğüm olmasa daha iyiyim.
Bazen kan geliyor ama herkese kızılcık şerbeti içtim diyorum.
Bende, bende seni çok özledim,
iyileşince geleceğim.
Selam ederim hasretle kalem tutan parmaklarından öperim.
Kayıt Tarihi : 30.11.2020 17:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Akşam saatlerinde yazdım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!