İnce mesajlar Şiiri - Mehmet Çoban

Mehmet Çoban
1967

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

İnce mesajlar

İyi kötü / güzel çirkin
Kavgasıdır yaşamın, hak için

Güçler düzen kurar kendince
Güçlü olanlar çıkar, en tepeye

Güç; iyililiktir sürekli ideallerde
Güç; kötülüktür nedense bencillikte

İyiler / güzeller egemenliğinde
Kötüler erir gider, hak ve adalet içinde

Kötüler / çirkinler egemenliğinde
İyiler ezilir, hep haksızlıklar içinde

Kötü şirrettir / çirkeftir serde
İyi saygındır / suskundur özde

Çoğunluk iyi olsa da düzende
Sesi çıkar şirretlerin, sessizlikte

İyiler sahip çıkmazsa kendine
Kötüler sahip çıkmaz hiç, iyilere

Ey iyi, kader deme, küsme kaderine
Kaderin, sahip çıkmaktır benliğine

Efendilik sözde kalır, çıkar içinde
Kötüler zulümle yönelir, efendilere

Ey iyiler, zülümdür sessizliğiniz
Konuşun, adalet dağıtsın nefesiniz

22.07.2008 - İzmir

Mehmet Çoban
Kayıt Tarihi : 22.7.2008 00:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yaşadığım doğayı izliyorum. Mesleğim* gereği ticari işletmeleri izliyorum. İdeolojileri, kurulu düzenleri izliyorum. Dinleri, dinlere inananları izliyorum. Aileleri, arkadaşlıkları, akrabalıkları, komşulukları izliyorum. Hepsinin özünde bir sır yatıyor. Tek bir sır… Kuruluşu, yasaları, işleyişi düzgün olan her şey, içindeki pislikleri temizliyor. Aksi halde pisliklere yeniliyor. Doğayı ele alalım. Dereleri, dağları, yeşillikleri ile mükemmel olan doğa, içine atılan tüm pislikleri temizliyor. Atılan pislikleri temizleyemezse yok olup gidiyor. Ticari kuruluşları ele alalım. Kurallara uygun, disipline olmuş her ticari kuruluş, içinde asla pislik barındırmıyor. Anında fark ediyor. Pislikleri dışına atıyor. Yapamadığında düzeni bozuluyor. Disiplini kayboluyor. Yıkılıp gidiyor. Aileleri, arkadaşlıkları, akrabalıkları, komşulukları ele alalım. İlişkiler, sevgi, saygı, paylaşım esasına göre yürüyorsa, ilişkiler sürdürülüyor. Bencillikleri, çıkarları kabul etmiyor. Ancak yalan, riyakârlık, bencillik, çıkarcılık işin içine girerse ve bunlar temizlenemezse, ilişkiler bitiyor. İlişkiler, ihanetlere, kavgalara dönüşüyor. Dağılıp gidiyor. İdeolojilere bakınız. Her biri, kendi içinde insanlığa ideal insanı, insanlığı, toplumu, toplumsal ilişkileri sunmaya çalışıyor. İdeolojilerin kurduğu düzenler. İlkeleriyle, yasalarıyla, hak ve adalet içinde yürüyorlarsa, içindeki pislikleri temizliyorlar. Ya başaramazlarsa? toplumun içindeki pislikler düzenlere egemen oluyor. İdeolojiler hedeflerinden sapıyor. Bencillik ve çıkarcılık topluma egemen oluyor. Zulüm doğuyor. İdeolojilerin söylemleri ortada, riyakârca dolaştırılıyor. İstismar alıp başını gidiyor. Herkes birbirini sapkınlıkla, ihanetle suçluyor. Böylece topluma güvensizlik hâkim oluyor. Başıboşluk içinde toplum sarsılıyor. Dinlere bakınız. Hangi din ki, insan ve toplumlar için kötü şeyler öneriyor. İnsan ilişkilerinde hemen hepsi çıkış noktasında, sevgiyi, saygıyı, paylaşımı öne çıkarıyor. İlkelerine inananların oluşturduğu toplumlar, adalet içinde, mutlu ve huzurlu olarak yaşıyorlar. İçlerindeki pislikleri temizliyorlar. Peki, bunu yazamazlarsa? O zaman, bencillik, çıkarcılık, inançlara ihanet başlıyor. Din adına soytarılar ortaya çıkıyor. Dinlerin ilkeleri kuralları, çıkarlar adına istismar ediliyor. Sevgi, saygı, paylaşım ortadan kalkıyor. İkiyüzlü, riyakâr, münafık insanlar ortalığı dolduruyor. Kurallara uymamak maharet olarak kabul ediliyor. Böylece huzursuzluk, güvensizlik ortalığı kasıp kavuruyor. Bütün olayların sırrı tek bir özde toplanıyor. Yaratılış asla düzensizliği kabul etmiyor. İnsanın, doğanın, varlıkların yaratılışı bir düzen içinde seyrediyor. Varlıklar arasındaki ilişkiler bir düzen içinde seyrediyor. Rastlantı sonucu olan hiçbir şey yok. Genellikle fiziksel bilimlerin sebep sonuç ilişkileri var denilirdi. Ancak bugün, sosyal, psikolojik, duygusal, inanç ilişkilerinin de, sebep sonuç ilişkilerinin olduğu yüzümüze çarpılıyor. İyi insan olmak, inancına, inancının kurallarına sahip çıkmak, benliğine, hayatına aktarmak olarak tanımlanabilir. İnanç deyince, illaki Allah’a veya bir dine inanmak olarak algılamayalım. İnanç geniş boyutlu bir kavramdır. Belli bir ideale, ilkelerine ve kurallarına inanmakta, inanç olarak ele alınmalıdır. Bugün insanları bir araya getirip, “kavgalarınızı bir kenara bırakın, ideallerinizi, insan ve insanlık ilkelerini, dogmatik sloganlardan öte ortaya koyunuz” dense, insanlar arasındaki fikir ayrılıklarının çoğu ortadan kalkar. Bugün insanlar arasında, “kör dövüş” var. İnançlara, ideallere, ilkelere ve kurallara dogmatik bir inanç var. Hangisi olursa olsun, dogmatiklikten kurtulamamış. En çağdaş kabul edilen ideolojiler, düşünceler, ne yazık ki, dogmatiklikten nasibini alıyor. İnsanlar dogmatik yaklaşımlarla fikirlerini öne çıkarıyorlar. Yine dogmatik yaklaşımlarla tartışıyorlar. Onun için ben fikirlerin tartışılmasına pek rastlamadım. Sadece ortada dogmatik yaklaşımlar birbirini suçluyor. Herhangi bir fikrin “..……..” düşüncesine dogmatik yaklaşımlarla karşı çıkanlar, karşı çıktıkları düşüncelere başka bir isim altında inanıyorlar. Dogmatiklik; gözleri, kulakları o kadar çok kör ediyor ki, aynı şeyden söz ettiklerini bilmiyorlar. İyi insan, inandığını söyleyen, benliğinde kimliğini edinen, hayatında yaşayan olarak algılanmalıdır. Şahsım adına inandıklarını söyleyip, kimliğine yakıştıramayan, hayatında yaşamayanları iyi insan algılayamıyorum. İnandıklarını söyleyip, kimliğini edinmeyen ve yaşamına aktarmayanlar, inançların riyakârları, münafıkları olarak karşımıza çıkıyor. Böylelerinde inançtan çok, bencillik, çıkarcılık ön plandadır. İnsan ilişkilerinde; bencillik, çıkarcılık, insan kimliğinin, insanlar arasındaki ilişkilerin pislikleri olarak ifadelendirilebilir. Eğer bir toplum, bencillikleri ve çıkarcılığı, insana, topluma ve toplumsal ilişkilere egemen kılmışsa, toplumsal düzenin sağlam olduğundan söz edilemez. Böyle bir toplumda kötülerin egemen olması, iyileri ezmesi, iyilere haksızlık etmesi doğallığın yasasıdır. İyilerin sessizliği, kötülerin egemenliğinin merdivenleridir. Her susuş, merdivenin bir basamağıdır. İyiler kendilerini tanımlamadıkları. Kendi haklarına sahip çıkmadıkları müddetçe, kötüler asla, onların haklarına sahip çıkmazlar. * Mali Müşavirim

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Halim Akın
    Halim Akın

    Çok doğru saptamalar üstadım.. Yüreğinize sağlık.. Saygılar sunuyorum.. Halim AKIN 10 PUAN+ANT

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz

    İyidir, kötüdür benim her kavgam.. Kiminden ders alacağım.. kimi olacak yüreğime gam.. Kimi benden uzak dursun.. yaklaşmam yanına.. kimi cananım olsun dost gibi sarılsın bana.. İşte yaşam ve işte ben.. Gayri ötesini söyleyemem..

    Başarılar, başarılar..

    Cevap Yaz
  • Mehmet Asisa
    Mehmet Asisa

    İnsanlık tarihinin temel değerlerini, çatışma inceliklerini öne çıkaran çalışmanızı kutlarım üstadım. Gerçekten şiir hikayesi ile bir bütünlük kazanıyor. Sizi kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Burhanettin Akdağ
    Burhanettin Akdağ

    Efendilik sözde kalır, çıkar içinde
    Kötüler zulümle yönelir, efendilere

    Ey iyiler, zülümdür sessizliğiniz
    Konuşun, adalet dağıtsın nefesiniz

    'İyiler kendilerini tanımlamadıkları. Kendi haklarına sahip çıkmadıkları müddetçe, kötüler asla, onların haklarına sahip çıkmazlar.'

    Maalesef dünyanın değişmeyen ve değişmeyecek olan tek gerçeği dizelerde haykırıyor adeta. İmtihan dünyasındaki rolünü iyi ezberlemeyen aktörler gibidir insanlar. Yoksa Yüce Allah (C.C.)'ın yarattığı insan yaratılmışların en mükemmeliyken neden aynı olmadığını iyi sorgulamalıdır.

    'Hiç bilenle bilmeyen eşit olur mu?'

    Başka sözüm yok, susuyorum.

    Selam ve sevgilerimle.

    Cevap Yaz
  • İnci İnceer
    İnci İnceer

    Ey iyiler, zülümdür sessizliğiniz
    Konuşun, adalet dağıtsın nefesiniz

    Kavramların içini öyle güçlü ifadelerle doldurmuşsunuz ki,
    hayran olmamak elde değil...

    Tebrikler size gönül dolusu, Sevgili Mehmet Çoban
    harikasınız....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (28)

Mehmet Çoban