İnce buzlar üzerinde çatlaklar,
Işık sızıyor soğuk sularıma.
Gerçeklere kapatmış gözler,
İmkânsız dendiyse de duymuyor.
O kadar pervasız ki, nefes bile alınmıyor.
Hayat, kaç kez çarpacak bana,
Kaç kez vuracak, kaç kez kanatacak
Bu donmuş bedenimi?
Asi rüzgar benim; kırıp döken benim.
Buzları kıran benim.
Acının sahibi de benim, ışıkların sahibi de...
Seven de benim, sevilmeyen de.
Bir küçük kelebek, kalbime konmaya korkuyor.
Serbest kaldı acıtan ipler.
Yağmurun kanatlarını ıslatmasına benzemez;
Yakar, alevinde dans edersin.
Sevdi doya doya, aşıktı da.
Serdi elinde ne var ne yoksa.
Kağıttan gemisine bir hoşça kal,
Bir buruk veda öpücüğüyle,
Gözyaşıyla ıslanmış manidar bir mektup...
Şimdi yoksul, bir çare, köklenememiş.
Eskimiş, yırtılmış, paramparça.
Kelimeler, suda yüzen yapraklar gibi;
Acının karanlığında, sevmenin ağırlığıyla.
Kayıt Tarihi : 31.12.2024 20:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kalbimde bir yangın var, tıpkı ateşten bir gül gibi. Kıvılcım ve barutun buluştuğu an, her şeyin bir anda alev alması gibi. Ellerim, senin ellerinle birleştiğinde, zaman bir anda duruyor, sanki bütün evren sadece o anın içinde hapsolmuş gibi. Aşkın beni sarhoş ettiği, kanıma işlediği anlarda, o yangın daha da büyüyor, içimdeki özlem ise her geçen dakika biraz daha acılaşıyor. Ne zaman seni hatırlasam, kalbim bir kez daha yanıyor, bir yangın daha başlıyor ve o ateşten gül, içimde soluyor.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!