Fransa’da bir köyde,
İnatçılık yarışması düzenlenmiş.
Üç yarışmacı ortaya çıkmış,
Başlarından geçeni anlatıp,
En inatçı olanın seçimini,
Kahvede oturanlara bırakmışlar.
Birinci yarışmacı söze başlamış:
-Bir akşam İşten eve döndüm,
Başladım kapıyı,çalmaya,
Hanım:-Kim o? Dedikçe,
-Bu saatte kapıyı, benden başka,
Kim çalabilir ki? dedim.
Kapıyı çalmaya devam ettim.
Hanım: kim o? dedikçe,
-Kızdım, çaldım kapıyı.
-E.. ne oldu sonra?
-Ne olacak,ikimizin de inadı tuttu,
Ben, sabaha kadar, kapıyı çaldım,
Eşimde kapıyı açmadı.
_Ne yaptın sonra?
-Sabah oldu, tekrar işe gittim.
İkinci yarışmacı başlamış anlatmaya:
-Ağrıyan dişimi, çektireyim diye,
Dün gittim,ben bir dişçiye.
_Dişçi sorunca bana:
-Hangi dişin ağrıyor? Diye,
-Kızdım ben de dişçiye,
Madem dişçi oldu,
Ağrıyan dişimi de bilmeli diye söylemedim.
Dişçi sıra ile dişlerimi çekti,
İnat ettim söylemedim.
Ağzımda tek diş kalınca,
Doktor yine sordu:
-Ağrıyan dişin bu mu?
-Başımı sallayınca doktor,
Ağrıyan dişimi bilmiş oldu,
Ağzımdaki tek dişte,
İnadımdan kaldı,bana hatıra.
Üçüncü yarışmacıya gelmiş sıra,
Başlamış o da anlatmaya:
-Evlendiğimiz gece eşim bana:
-Sakın dokunma! Dedi.
_E..ne yaptın? on beş yıldır evlisiniz.
-İnadımdan ben de dokunmadım ona,deyince,
Kahvede oturanlardan biri,:
-Üç tane çocuğun var,
Onlar nereden geldi? Peki,
-İnadımdan, onların bile,
Nasıl olduklarını sormadım.
,
Kayıt Tarihi : 11.10.2006 22:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ermeni tasarısının görüşüldüğü bu gün,Fransız siyasetçilerine olan kızgınlığımdan dolayı böyle bir şiir yazdım.İnşallah bu şiirde seçtiğim karakterler kadar inatçı değillerdir

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!