İnanmayın Vallahi Şiiri - Şerafettin Yıldız

Neden Allah aşkına,Neyi bekliyorsunuz
Son çırpınışlarıymış, Kazınacakmış kökü
Günden güne acıya, Acı ekliyorsunuz
Bu gemi su alıyor, Taşıyamaz bu yükü

Yetmedi mi dolaşıp, Gezdiğimiz karnaval
Yeter artık, yeter be, Duyduğumuz martaval

İndir, kaldır hep aynı, Dinle eski plâğı
Senelerdir seyrettik, Film aynı, set aynı
Isıt, ısıt ye beyim, Gene papaz pilâvı
Sen zannetme değişti, Soyu aynı cet aynı

Elin oğlu bırakmaz, Tuttu muydu kulağı
Gider gelir yalarsan, Her gün aynı yalağı

Maşa olmuş hainler, Maşa gâvur elinde
Rahat, huzur yok bana, Ne ahirde, ne bur da
Halâ barış türküsü, Efendinin dilinde
Yere düşsem hunharca, Bin defa vurulup da

Yuh olsun oturana, Hasırında, çulunda
Bir şeyda bülbül olsam, Şakır isem dalında

Binlerce kez yeniden, Gelsem tekrar cihana
Öleceğim bilsem de, Yine Allah yolunda
Yaşam vebâl Billâhi, Uyku haramdır bana
Boğulmadıkça itler, Döktüğü kan gölünde

Herkes iyi bilmeli, Öğrenmeli dersini
İnanmayın Vallahi, Aldım dersem hırsımı

Soğuk kanlı olalım, Amennâ ve sadâkna
En son nereye kadar, Söyleyin de bilelim
İtidâlli olalım, Hay, Hay beyim amennâ
Kalleşçe ve haince, Değil Hakça ölelim

İşte o zaman erer, Huzura ruhum benim
Sızlamaz mezarında, Kemikleri dedemin

Afaki mi konuştum, Çok şey mi istiyorum
Tanıyalım düşmanı, Dostumuzu bilelim
Ben herkesten insanca, İnsanı seviyorum
Şeref’ler gülmesin mi, Yeter artık gülelim

Dağılsın üstümüzden, Bu makûs’un efkâr’ı
Aldatmasın kimseyi, Milletimin vakar’ı

22 / 10 / 2007