Bardaktan seni içmek
Seni teneffüs etmek havada...
Dolaşmak,dolaşmak sana dönmek
Seni bulmak yuvada...
Yolumuzda aylar, yıllar
Basamak basamak...
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Belki süper değil ama insanın eşini hatırlayıp ona şiir yazması açısından dikkate ve takdire şayan bir şiir.
BAYRAK – FETİH MARŞI ve ARİF NİHAT ASYA…
Arif Nihat Asya denildiğinde ilk aklıma gelen ve Arif Nihat’ın tanınmasına, bayraklaşmasına vesile olan “BAYRAK” şiiridir derim.
Zaten ünlüleri ünlü yapan, onları zirveye taşıyan belli eserleri değil midir?
İstiklal Marşı; Safahat– Mehmet Akif’i, Lisan şiiri; Türkçülüğün Esasları - Ziya Gökalp’i, Cenge Giderken – Mehmet Emin Yurdakul’u, Memleket, Hasret ve Kuvayi Milliye şiirleri - Nazım Hikmet’i, İnce Memet – Yaşar Kemal’i vb. akla getiriyorsa “BAYRAK” ve “FETİH MARŞI” şiirleri de akla ARİF NİHAT ASYA’yı getirmektedir.
Şairlerin şiirleri içinde şairi zirveye taşıyan, adeta hazırlık mahiyetinde şiirler de vardır ki, şiirde olgunlaşmış olsun ve zirve yapabilsin. Ola ki çok sevilen şiirini önceden yazmış olsun, o zaman da öylesine bir duygu fırtınasına tutulmalı ki, duyguları yazdığı şiiri kasırgalara çevirsin…
Arif Nihat Asya’nın bu şiiri de normal şiirlerinden bir tanesi. Abartılı değil, muhteşem değil. Türkçeyi en saf, en ince, en gerçekçi anlamlarıyla kullanmış. Kendi şiir anlayışının bir yansıması var şiirin tamamında. Serbest türde bir şiir. Şairlerin içinde bulunduğu zamandan ve birbirlerinden etkilenmemeleri herhalde düşünülemez. Şairin isim seçişinde bile bunu görüyoruz. Bu konuyla ilgili değerli kardeşimiz MUSTAFA CEYLAN Bey’in yorumunu okursanız ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacaktır.
Bu düşüncemle ilgili Üstadımız Arif Nihat Asya’nın bazı şiirlerinden çok kısa alıntıları hatırlatmak isterim.
Şiir, hem zamanın hem yazanın yansımasıdır…
MEKANI CENNET, RUHU ŞÂD OLSUN…
Saygılarımla…
…………………….AĞIT şiirinden…
………
Şu yakın suların
Kolu neden bükülmez
Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin
Benden doğar, bana dökülmez?
.....………..TANIMADI şiirinden…
Türküm müjdeydi ülkeye
Gezdim söyleye söyleye
Bir gün söylemedim diye
Türküm beni tanımadı
…..
Hırpalanmak ne kelime
Didik didik lime lime
Götürülürken ölüme
Ölüm beni tanımadı
……………..FETİH MARŞI şiirinden…
Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
……BAŞÖRTÜSÜ şiirinden…
…..
Sebebini anlatamayacağınız
Çocukça bir devrin hevesinden
Karşınızdaki en güzel portreleri
Mahrum ettiniz çerçevesinden!
……..BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR…
………..
Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgar bekliyor!
Destanı öksüz, sükutu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?..
'İMAN HEM NURDUR HEM KUVVETTİR'
'İMAN İNSANI İNSAN EDER,BELKİ İNSANI SULTAN EDER! İMANSIZLIK İNSANI, ADİ, ACİZ BİR CANAVAR HAYVAN EDER!'
'EVET HAKİKİ İMANI ELDE EDEN ADAM, KAİNATA MEYDAN OKUYABİLİR!'
Ya Rabbi; Bizleri şu dünya çöllerinde imansız, inançsız, salih amelsiz ve takvasız bırakıp dalalete giden kullarından eyleme, aminnn.
kendime inanırdım önce; şimdi bize inanıyorum...
İnanmak olmasaydı …şiir sizi nasıl tanırdı…veya siz şiire ne kadar inandınız…seyrettiğiniz bir film vardı…yetim bir çocuğun nasıl açlıktan boş kaseleri yaladığını okumuştunuz da…gözleriniz dolmuştu…hatırlamadınız mı…zaten her şeyi unutmaya mı başladık ne…öyle olmalı mutlaka …yoksa şiirler şairini nasıl seçerdi..ve şair hangi şiir için silebilirdi altındaki imzasını…yoksa silmeyip…adım adım…inanır mıydınız ona…inanmak bir edebi yemindir desem…eğer siz şiirin gücüne inanmaz iseniz…sadece gurme olursunuz desem…o zaman şiiri anlayacak bir nesil olmaz…toklar aç kalmadıkça ve açlar doymadıkça şiirin yüzüne bakmazlar desem…sonra desem ki…inanmanın en doğal adımlarını tanımadan şiirin yüzünü gördüğünüze inanırdınız…
…olsun…inanmak hangi maksada hizmet ederse etsin …sonucu amaca hizmet edecektir..amma velakin tek bir şartla
….eğer şiir size inanmıyor veya siz inançlarınızı sorgulamıyor iseniz…sonuç hep hüsran olmaya mahkumdur…bunun neden ve niçin i yoktur…kesin bir kuraldır…inandığınız sürece zaman önünüze düşüp yollarınızı birer birer açacaktır..her engele karşı zaman… kendi sırtını dayayacaktır..inandıklarınıza…sevgilerimle
şiir yaşama sevincini, bastırılmış bir duygusalıkla ifade ediyor.kafiye kaygısı şiiri hafif'de olsa erezyona uğratmış. fakat gövdenin sağlamlığı şiiri dik tutuyor.okunması rahat ve akıcı ,şarkı tadında yansımalar sunuyor,algı ustalarına.. şaire rahmet ,okuyuculara esenlikler dilerim.
VEFATININ 36. YILINDA ÜSTADI RAHMETLE ANIYORUZ.BUGÜN DUALARIMIZ ONUN İÇİNDİR, MEKANI CENNET OLSUN, RUHU ŞADOLSUN.
Dua
Biz,kısık sesleriz..minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Arif Nihat Asya
Yücelere sataştıkça cüceler
Tebessümle cevap verir yüceler.
Soytarılar devam etsin alaya,
Haz veriyor müştakına heceler.
Muhterem ve merhum Bayrak şairimize Allah(cc)tan rahmet gönül dostlarına ve dava arkadaşlarına da hayırlı çalışmalar dilerim.
evet güzel. bir sevgi inanmakla başlar çünkü güvenle açılır kapılar.
oldum olası sevmedim 'mak-mek'li şiirleri...
toprağı bol olsun...
Bu şiir ile ilgili 53 tane yorum bulunmakta