İnanmak, başarmanın yarısıdır.
Azmetmek de diğer yarısıdır.
Sonuna kadar uğraşmaktır
Soluğun kesilene kadar
Bunun için kanının son damlasına kadar savaşmaktır.
Azrail kapımıza dayanana kadar çabalamaktır.
Karanlık yerlerde ışığı görebilmektir
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
tebrikler..yıldırım şimşek
Öyle bütünsel ve inançlı yazmışsınki söyleyecek söz kalmamış. Kutlarım seni
çok güzeldi...saygılar
çok güzeldi...saygılar
DOĞRU SÖZE NE DENİR ?
TEBRİKLER.
KİLİS’TEN ON PUAN.
SELAM VE DUA İLE.
Bir hayat öyküsünün nasıl yaşanması gerektiği güzel bir anlatımla dizelerde..kutlarım..
Çok güzeldi.. Şiirin her mısrası fevkalade. Ancak bir mısrasına takıldım.
'İnanmak eşittir inançtır.
Eşittir inatlaşmaktır hayatla '
Kurana göre inandığımız zaman, insan hayatla inatlaşmaz. Tam tersine, hayatı kolaylaştırarak yaşar.
Zira, Allah 'güçleştirmeyin kolaylaştırın' buyurmuştur.
Hayata bakınız insan neler için savaşıyor..
1. Nefsinin yaşaması için.. Çalışıyor ve saldırılara karşı duruyor.
2. Ailesinin geleceği için.. Çalışıyor ve ailesine karşı saldırılara karşı duruyor..
3. Yaşadığı ülke için... Yaşadığı ülkede, rahat, huzurlu ve adalet içinde yaşayabilmek için... Ülkede kendisinin ve çocuklarının geleceği için..
Çalışıyor ve kötülüklere karşı çıkarak iyiliklerin eğemenliğini istiyor..
4. İnançları için savaşıyor. İnançları ise ondan ne istiyor. Dürüst ol. Yalan ve riyadan uzak dur. Nefsini koru, aileni koru, ülkeni koru, insanları koru, doğayı koru. Çıkarcı olma. Sevgi ve paylaşım içinde ol..
Bakınız bütün inançlara... Aşağı yukarı her inanç sistemi temelde bunları önerir ve öğütler.
Kur'an ise bunları insan özgürlüğünün, yaşamının temel değerleri olarak kabul eder..
Bu özgürlükleri ancak kulların çıkarları engeller diyerek, kullara kulluğu ret eder.
Tanrı ise, kendisi için hiç bir şey istemez. Tanrının kuranda istediği her şey,
insanın kendisi, ailesi, ülkesi, insanlar ve doğa içindir..
Ve bütün bunların insani değerler olarak insanda, ailede ve toplumda yaşamasını ister..
Bunu yaparken de, güçleştirmemeyi, kolaylaştırmayı emreder.
Ancak kulları esir alıp kendilerine köle kılanlar, insanarın önüne onların baş edemeyecekleri hayaller ve hedefler koyarak, inançların yaşamını kolaylaştırmaz, güçleştirirler.
mücadele hep olmalı...hayatı yaşanır kılmak adına.. değer kılmak adına... özlü söz niteliğinde şiir...tebrikler...
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta