Siyasetin ve egemen çevrelerin, halk üzerinde bilmesinler ilik siyaseti gereği, sağ ve sol düşünce olaylarını, sağ siyasetler özellikle de sol ideolojiyi; toplumsa anlamıyla değil de, halkçı inanma düzeyi olan inançlar ve dini anlamlar üzerinde solu tanımlıyorlardı! Böylece inançlar egemenci düşüncelere kurban ediliyordular.
Bu bir toplumun tarihindeki, en tehlikeli ve en utanmazcasına yapılmış, gerçeğe aykırı bir bilmez vahşi tanımlama idi. Bir solcu, inançlı olabileceği gibi inançsız olabilirdi. Yine bir sağcı da, inançlı olabileceği gibi inançsız da olabilirdi. Bunun ideolojilerle toplumsa bağlamda doğrudan bir ilişkisi yoktu.
Bir sağcı, ‘asla dinsiz olamaz’, bir solcu da, ‘asla dinli’ olamaz, gibi biçimci absürt yaklaşımlar konuyu toplumsal anlama, olamaz. Sağ sol kavramları bugün itibarıyla halkın değil, toplumun ileti kavramıdır. Toplumun kavramları da, dinli dinsiz gibi inançlar üzerinden tanımlanmazdır. Eğer tanımlanıyorsa, o ülkenin halkı cehaletin pençesinde kör döğüşü yapıyordur.
Sağ, sol kategorizesi toplumsal sistemleri, farklı farklı tanımlamaların kuramsal nesnel ideolojileridir. Halkçı tanımlamalar sağ sol karşıtlığının konusu değildirler. Süren dinamikler de ‘asla’ diye bir şey olamaz.
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
duyarlı ve güzel bir çelışma aslında ne olursa olsun din herzaman kök ögedir toplumun sağa sola kaymasında. ama din teröre bulaşırsa o zaman kardeş kavgası kaçınılmaz olur.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta