İnanç Ve Toplumsal İstem (talep) 52 Şii ...

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Temel konu, “”inanç, toplumsal bir talep midir? ”” Bu soruya yanıt aradığım bir çalışmamdır. Eğer inanç, toplumsal talep ise, toplumda inanç istemeyiz demek, ışıklı kavşak istemeyiz, Ya da hastane nenize gerek, demekle, eş tutulmalı demeye getiriyorum! Çünkü toplumsal talep böyle bir zarurettin duyulmasıdır.

Yok, eğer toplumsal talep değil de, kişinin bireylik ve öznellik var oluşu ise, toplumsal dayatmadaki yeri ve anlamı ne? Diyen bir çalışma sunmaya gayret ettim.

Durum bu olunca, monarşik, demokratik, oligarşik gibi tanımlamayı hiç anlamadım. Bu sayılan siyasi tutumlar, toplumsal somutluğun doğru veya yanlış olabilen, süreç içinde tercihen, Ya da dayatma ile işlettirilen yanlarıdır. Ben bu konuları incelemiyorum ki... Hiç bunlara taraf, Ya da karşı olurluğum, işlenmemekte. Aksine bu oligarşik, monarşik tutumlar inançları da toplumsal yapıda sömürü unsuru olarak kullanan yapılardır. Bana bir; oligarşik monarşik yapı söyleyin ki inançları yönetimde kullanmamış olsun! Ki bende bunu savunayım!

Aforizma: “”evrensel akışla sosyal buhran arasındaki zıtları tasfiye ederek ilerleyen kompoze akışın tarihsel vektörlerini gösterebilmeli “”

Tamamını Oku
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 22.04.2008 - 13:34

    Sanırım görüşlerimi en sondan başlayarak anlatmam gerekiyor...

    ''boole cebiri toplumsal talebe konu ve somutlama olurken, hangi kanısal sanısal inanmalara temel olmakta. Zaten somutlanırsa inanç olmaktan çıkar ve bilgi olur.


    Cümlesinden....


    Ben, Boole cebiri örneğini niçin verdim..İstanbul üniversitesi felsefe bölümünün değerli hocalarından Profesör Bedia Akarsu Bilimsel bilginin temellerinin atıldığı viyana ecolünü uzun uzun anlattığı kitabında hatırımda kaldığı kadarıyla şöyle bir cümle kullanır..

    Sovyet akademisi,viyana ecolünün tartışmalarının burjuva fantazilerine dönüştüğünü ve bu yüzden bilimsel ilerlemeye katkısı olmadığını kabul ederek derslerden kaldırmıştır..

    Gerçekten de viyana ecolünün tartışmaları bir kütüphane büyüklüğünde çok derin felsefi tartışmaları içerir..


    Boole, benim fakülte son sınıfta okuduğum bir ders olan logic matematiği kuran insandır

    felsefi bir çıkarım olarak sadece (bir ve sıfır) rakamlarından oluşan bir matematik üzerinden çalışan bir sistemdir..

    Bilimsel bilgi için sadece anlamlı ve anlamsız kavramları vardır felsefi ilkesine konulmuş ve buna dayalı bir matematik olarak ikli sayma sistemine göre bir sistem kurulmuştur...

    Ancak, ismine diyot dediğimiz ve akımı bir yöne doğru geçirip diğer yöne doğru geçirmeyen yarı iletkenlerin bulunuşu ile bu (sıfır, bir) matematiği bugünkü bilgisayar teknolojisi için inanılmaz bir sıçrama noktası oluşturdu..

    Nitekim bu konuya geriden başlayan rusya bilhassa bu teknolojilerde oldukça geri kaldı..


    TEKNOLOJİYE YETİŞME SORUNU VE SOVYETLER BİRLİĞİ DENEYİMİ isimli çalışmasında Aykut Göke Şöyle bir tesbitte bulunmaktadır


    ''Sovyetler'in, bazı kritik ileri teknoloji alanlarında, örneğin otomasyon teknolojilerinde ya da üretimin enformatizasyonunda, aşamadıkları bazı sorunlarla karşı karşıya olduklarını ortaya koymaktaydı. Bu karşılaştırmalara göre, Sovyetler, belirleyici nitelikteki uç teknolojilerin bazı alanlarında, teknoloji yayınımını (difüzyonunu) sağlamakta ya da bu teknolojilerle temas eden toplumsal tabanı genişletmekte yetersiz kalmışlardı. Örneğin, 1989 yılında yayımlanan bazı veriler, ABD'de bilgisayar üretimi 4,6 milyona ulaşmışken, Sovyetler'de bunun yalnızca 40 bin adet olduğunu gösteriyordu. [Cumhuriyet,...1989] Yalnızca bu rakamlar bile, bilgisayar kullanma yeteneğine sahip; bilgisayarla temasa gelmiş toplumsal tabanın Sovyetler'de oldukça sınırlı kaldığını göstermeye yeterdi.

    Demektedir...

    Benim o örneği vermekteki maksadım hiç bir bilgiyi veya inancı dışlamamak gerektiğine dairdi..Konuyla alakası da bundan ibaretti..


    ''Jandarma Devlet'' konusuna gelince tabir, sosyolojik bir kavramdır.. aşağıya aldığım ders notunda anlatıldığı manada..

    başka hiçbir devlet ile ba­ğımlılık ilişkisi içinde olmayan devlete ege­men devlet, çoğunluk zorla kabul ettirilen bir bağımlılık ilişkisi nedeniyle başka bir devletin buyruğu altındaki devlete yarı ege­men devlet, hukukun üstünlüğü ilkesine her koşul altında bağlı kalan devlete hukuk dev­leti; kendini hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağlamayan devlete polis devleti; salt gü­venlik, savunma ve adalet gibi klasik görev­lerini yerine getirmekle yetinip, iktisadi ve toplumsal yaşamda etkin bir rol oynamayan devlete jandarma devleti; klasik işlevlerinin ötesinde, toplumsal eşitsizlikleri azaltmak amacıyla, iktisadi ve sosyal hayata etkin bir biçimde katılan devlete sosyal devlet, belli bir ideoloji adına bireysel ve toplumsal faa­liyet alanları üzerinde mutlak ve bütünsel bir denetim ve baskı uygulayan devlete tota­liter devlet, iktisadi ve siyasi liberalizmin bütün ilke ve unsurlarına riayet eden devlete ise liberal devlet adı verilmektedir. Nihayet, dini bir hareket ya da otoriteyle hiçbir bağı olmayan devlete ise, laik devlet denir.

    Bu sade alıntıdan da görüleceği üzere bu tabir modern devlet anlayışına giden basamaklardan birisi adına kullanılmıştır.

    19 yüzyıl da Boğazın kenarındaki tüm yalıların paşaların ismiyle anılması otorite ve iktisat arasındaki ilişkiyi de yeterince gösterir sanırım..

    Sizin savunduğunuz fikirlerin bütün asya toplumlarında olduğu gibi tabandan gelen taleplerden daha çok tepeden gelen elitist bir yapı içinde gerçekleştirildiğini şimdi de söylüyorum..

    Şahsi fikrimi sorarsanız bazı durum ve aşırılıklar hariç toplum için oldukça faydalı bir sosyal akıştır imkanı sağladığına da kanaatim var.

    Ama uzağa gitmeden daha yazınızın başlığından başlayalım...


    Anayasa nın sadece şu maddesine dayanarak bile insanlar devletten manevi gelişimlerine ait taleplerde bulunabilirler..Bu talepleri yine Anayasada belirtilen hürriyet sınırları içinde kalmak kaydıyla haliyle..

    Devletin temel amaç ve görevleri

    MADDE 5. – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

    Nitekim, devlet dini ihtiyaçları gözeterek diyanet işleri başkanlığını kurmuştur..Bu ihtiyaçların toplumun diğer kesimlerine ait manevi ihtiyaçları da gözetmesi yönünde haklı talepler bulunmaktadır..Alevi vatandaşlarımızın talepleri gibi...

    Öte yandan lozanda azınlık olarak nitelenen vatandaşlarımızın manevi hakları da ele alınmış ve devletten inançlarına bağlı bu talepleri nedeniyle yeni özgürlük alanları istemektedirler..

    Ekümenüklük kelimesinin inançsal bir kavram olduğu su götürmez..Yani insanların devletten manevi talepleri olur..Bu sosyal sözleşme (anayasa) sınırları içinde kalmak kaydıyla karşılanır..

    Bilindiği üzere sovyet rejiminde ibadet hanelerde kapatılmıştı..Ancak bugünkü rejim devlet eliyle gerek hristiyan gerekse diğer dinlere ait ibadet hanelerin tesis ve işleyişine izin vermekte ve bu konuda düzenlemeler yapmaktadır..

    Diğer taraftan, yazınızda geçen ''Sizse hiç bir şey... Ve hiç bir şey demeyerek, bir yığın salatayı siz diyorsunuz''

    sözlerinize bir yönüyle hak veriyorum

    Benimde anlatmak istediğim bu idi

    İçeriğe katılmadığımı ve bu yönde bir eleştiri yapmaksızın sadece genel bir kanaat belirttim...


    Ama katılmadığım bu fikrin dahi biçimsel olarak daha daha bir sosyolojik ve bilimsel jargona uygun yazılabileceğininden ibaret baştan beri söylemek istediğim..

    Çünkü modern devletler inanca dair ihtiyaçları da çatıştırmadan ve fakat her inanç sahibi için mümkün olan en özgür şekliyle yaşanmasınının yollarını arıyorlar..Bu yöndeki kalite standartlarını artrırabildikleri ölçüde de daha ileri bir noktaya ulaştıklarını düşünüyorlar...

    Daha duru ve sade bir ruh yapısı içinde çalışmalarınızda başarılar diliyorum...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta