Kişi, kendi içinde başlayış, kendi içinde bitiş ve sondur. Birey toplum içinde beliriş, başlayış ve gelişmedir, bitiştir. Toplumun katkıları bireyi belirler. Kişilik bireyde doğar bireyi içerir. Bireyden, daha fazla olandır. Bu nedenle; 1- Kişilik, kişiyle başlayıp kişiyle biten çok faal yanı vardır. Dışa yansır 2- Kişinin kullanabileceği ten tin derinliktir. 3-Bireyin, kendinden başka olarak (uz ve nitelikli oluşundan başka) biyolojik parçalanamayan bir yapı olurluğu da vardır. Kişilik bireyde doğar. Bireyin dışına taşmakla bireyi içerir. Bu kişilikte içkindir. Yani bir demirin parçası, yine bir demir iken; bireyin parçası birey değildir. Kişilik bireyin tümünde olur, Hücresel boyutlu birey kısmında ancak temel ilişkilenen olarak yansır.
Kişi, birey ve ruhsal bilinçsel niteliklerin tümüdür. Öznel kişilik öğeleri özdeksel ve tinsel ilgiler, gereklilikler ve yeteneklerdir. Bu faaliyet alanları boyunca, kişi; hem KENDİ KOŞULLARINI, hem de TOPLUMSAL YAŞA M KOŞULLARINI üretir. Burada kişi kendini sadece bir eğitimin ürünü olarak görmemeli kendi de ilişkileri ve eğitimi oluşturabilmeli. Toplum bireyüstüdür. Bir bireyin gerek duymayacağı maddi koşulları ve özgürlükleri üretirken, geleceği planlarken, yasal olurluğuyla vs. bireyüstüdür. Ama refah ve özgürlük, hak olurluk vs. paylaşırken bireyseldir
Kişi, kendi koşullarını, kendi mizaç ve eğilimleriyle, ruhsal gelişim yetileriyle, inanmaları, inan ve inançlarıyla oldurur. Bilgilenme sürecinde, kendi izan ve anlamalarıyla, kişisel kanı ve sanı edinişleri vardır. Yani, deneyleri ve içsel gerilimleri ve iç gelişmelerin duyguları ile hayalidir. Kişi dış etki ile birlikte, için dışa körlüğünün yansısıdır. Somuttaki kazanımının özneye bir yansıyış, kişisel inisiyatifliktir. Toplumsal yaşam koşulları, yasallık ve normsal normatifliktir. Birey oluşluk, ortak üretim, belli bir eğitim öğretim alırlıktır. Hak, refah isterlik ve görevlerin özgür oluşların alanıdır. Soyut olmaktan çok somutluk yeridir.
Bilim, hak özgürlük toplumun ortaya koyduğu bir tutumdur. İnanç bireyin, kişilerin yaşayış, kendilerinin, iç dünyalarını yansıtışlarıdır. Bazen bu yansıtışlar, grup öğrenmeleri ile ortaklaşıp gruplarla tutumlaştırılır. Ama kişilerin inanmaları yinede bunlardan daima fazladır. Çünkü kişi yaşar ve zihinsel üretimler yapar. Bu nedenle inanç tutumları topluma ve toplumsal talebe dıştan karıştırmadır. Toplumsal doku ve yasalarla uyuşmaz. Gelişip değişir olamaması hem kendinin hadi kapıdır, hem de toplumsal olamamalığının sadece bir açmazıdır. Hele inakçı tutumlarını hak ve özgürlük kategorizesine sığındırmak, bilir oluşun, yurttaşlığın tutumlaşacağı bir ortaya koyuş olamaz. Kendinin bir doğma oluşu ve tartışılamaz, eklenip çıkarılamaz oluşu, yani düşünce olmayışı, yanı ile düşünce özgürlüğü bağlamına da sokulamaz. Ancak inanma soyut özgürlüğüdür. Toplumda inanma değil pratikler üzerine kurulur ve kurumlaşıp uygulanır.
Sürecek 42
Bayram KayaKayıt Tarihi : 23.9.2008 02:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!