Bayram Kaya - İnanç Ve Toplumsal İstem ( ...

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

İnançlar bu etik kavramları toplumdan aldı, göğe çevirdi. Soyut olarak, göksel emir olarak, direktif olarak, üretim gücünü elinde tutanların istediği biçimde, geri yere, kutsayarak sayılayarak indirdiler. İnsanın çevresel bir sıkıntıdaki darlaşmalar ve rahata ermelerin icbarı olan algılamaları, cennet tasımı oluşturması ile inançların buralara yön verirliğinde düzenleme karşılığı olarak döndü.

Burada şu nesnel gerçeklik unutulmamalı. Her şeyin çift karakterli olması ilkesi. Örneğin toplumlarda egemen güçler, kendi yaşayışlarını sürdürmek ve kalıcılaştırmak için yasalarla bu tutumlarını sağlamlarlar. Buna karşın, üretim araçlarından yoksun olanlar da, aynı yolla yasalara sarılarak, egemenlerin şerrinden az çok korunurlar.

Yani egemen temeli öznel yasalar, bir nebzede olsa ezilenlerin de, egemenlerin hırsından korunması faydasını sağlar. İşte genel yaygın inançların yaptığı da bu. Örneğin, nasıl Rab korkmadan “”zengine mal mülk”” verdi ise, Varsılın malında da, “”fakirin hakkını var”” kılınmıştı tabii ki sadaka olarak. Böylece yoksunluğun, hırsı öfkesi gazı bir nebze de olsa alınmıştı. Artık sadaka, bir toplumsal kusurdan çıkmamış, inisiyatif olmayıp inançsal bir yaptırımdır. “”Yüce Ruh, kimine çok, kimine az mülk vermişti”” Bacası tütmeyen fakirden çok; ”” Bacası tüten, kapıda besili öküzü olan çiftçiyi ”” görmek kadar Hiçbir şey Hürmüz'ü mutlu etmezdi. Yüce Ruh bile kendi eli ile zengin ettiği varsılını sevecekti. Eh Yüce Ruh'un sevmediğini de, birilerde sopayla devamlı kovalar olacaktı. Hem de soplar el değiştirerek...

Sadakalık yaşamı; inançlılığın temelinde görüp, toplumsallığın temelinde görmeyen, sadakayı ancak sömürü olan ve sömürüyü gizleyen uygulama olarak bilen toplumlar, gerçek nesnel yapılaşmaya giderdi. Birey bazlı, herkese aş, herkese iş ilkesi ile yapılaşan toplumlarda, sadaka olmazdı.

Tamamını Oku