İnanç Ve Toplumsal İstem (talep) 26

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

İnanç Ve Toplumsal İstem (talep) 26

Birinde, oluşan yargılarınız; üretim araçları, üretiminin toplumsal paylaşılırlığı ile vicdani kanaat edinirsiniz. Yasa ve hukukunuz da ona göredir. Diğerinde üretim araçlarının özel mülk oluşu nedeni ile paylaşım kişiselleşir, kişisel zenginlik ve tüketim olur. Vicdan yasa ve hukukunuz da, buna göre şekillenir. Bunun ikisinde de vicdani kanaat yaşam temelli ve sürekli ilişkilerle değişir gelişirdir.

Birinde de, her şey doğaüstü ruhundur deyip; o ne derse o dur, derseniz; bambaşka, sizin olmayan ama size söylenen, inandırılan, üretilemeyen vicdan, yasa, hukuk elde edersiniz.
Yaşamda deneyle, emek en yüce değerdir dersiniz. Emek vermeden sahiplenir oluşlar, size ve topluma; çatışma olarak yansır. Bu konudaki kabuller haklılaşma -doğrulama, olarak yansır. Ki bu haklılaşmalar ve doğrulama da, nesnelin algılarınıza göre, durum yansımasının sözle ifadesi olup, özneye yansıyışıdır. Topluma da, hukukluluk olarak, haksızlık diye konu olur. Kanunlaşarak somutlanır: Emek vermeden haksız edinilen mal suçtur denir. Bu saptama, size de, vicdanı kanat olarak, özneye yansır. Ve yargılarınızın temelini oluşturur.

Hukukla vicdan arasında şu fark olur. İkisi de yaşam temellidir. Biri tümel kanatla oluşmuş, nesnelleşmiş somutlaşmıştır. Diğeri, yani vicdansa; yasal anlayışla temellendiği halde, ufku sınır tanımaz. Subjektiftir. Ama kanunun ifadelemediği yeni gelişmelerdeki çatışma alanlarında toplumsal yasadan önce ve çabuk karar alarak, sürüp gider. Yaşamın bir sonraki aşaması kanunda yoktur, ama sizin yaşam duyumdan aldığınız kıyas yargılamanız yaşamın sürüşünde ilişkileri bu temellere göre kıyas tutar. Ve doğru yanlış oluşunu değerler. Burası, bu alan hukukta yoktur. Ta ki bu doğru kılışlar toplumda yaygın bir vicdani genellik kazanmağa giderken, topluma mal olur ve hukukileşir, yasa olarak somutlanır.

Vicdani öznel kanaatler hem hukukun somutunu kullanır, hem yeni çıkan ilişki sorunlara anında verilen pratik cevaptır. Öznellik bu. Bu birey oluş küçümsenir hafife alınır bir şey değildir. Toplumsallığın dayattığı yasallıktır.

Elbette zamanla hukuk ve vicdanınız yanlışlaşalar yapar, bu geniş konuya girmiyorum. Sadece vicdanın sanki bir yerlerde, gökte zembille inmiş, ayakları yere basmaz, afakî oluşmuş, oradan yere dönmüş sanısıdır. Böylesi göksel sanı değişmezdir. Bizim; bu semavi vicdana uyarsak mutlu olacağımız söylenir. Bu yanılsamasını vurgulamak için, çok kısa, temelle meye gayret ettim. Yaşamadan vicdani kanaat edinemezsiniz. Tecrübeleriniz bilgileriniz, çevre yansımalar bunun verisi olmaktadır.

Birey ve bireylik (kişisellik) de karıştırılmaması gereken bir kavramdır. Örneğin bilgisayar programcılığı bireyselliktir. Kişi bu edinimi kazanarak birey olur. Her tür inanma, kanı, sistem, düşünce ortaya koyma, bireyliktir kişiselliktir. Bazı sistem ve bilginiz gerçekle uyuşturulursa hem toplumsal talebe yansır, hem bilimsel gelişme var edersiniz. Bilimsel ve teknolojik tutumlar, yönetsel ve kuramsal uygulamalar, sanatınız vs. tümü, bu temelden yapılanmalıdır. Aydın oluşunuzun en önemli yanı, bu soyutluğun nesnelliğini, pratikliğini, kanıtlanırlığını ortaya koyuşunuz olacaktır. Aydın tavır, soyut düşünme, sanki tanıtlanmış gibi, sürekli soyuttan soyut üretme değildir. Ancak düşüncenin pratikliğinden sonradır, yeni çıkarsama, soyutlama yapılabilir olgulara önyargısız bakabilir oluşunuzdur.

Nasıl bilgisayarı toplum dışında üretemez iseniz, bu üretim bir toplum oluşun zorunluluğu ise; bilgisayar programcılığının da, toplum dışında öğrenilmesi olanaksızdır. Birey, hüneri toplumun ürettiği bir kişisel toplumsal niteliktir. İzafiyet teorisi ortaya koyma, TV tamirciliği. Kalp cerrahlığı, müteşebbislik vs. hep toplumsallığın ortaya koyduğu bireyselliktir. Daha ziyade, sizden önceki binlerce kişilerin, süreç içindeki konjonktürde, toplumsallıkla olan birikişlerde vardır. Asla toplum dışında oluşamaz. İş bölüşümü ve paylaşımın ortaya koyduğu bir somutluktur. Aydınlık, biraz daha fazla kişisel katkılığın, bireylik duyumu ile ortaya koyup kendini geliştirip olgunlaştırdığı tavırlardır. Toplumsal oluşta, eleştirelliğin, karşı olurluğun, proje korluğun vs.nin aydın oluş, en gerekli unsurlarındandır.

Bireysellik, yaşanan, konjonktürün, gerçekliğinden, izafe ve kaynaklıdır. Dünün birey oluş Ya da bireyselliğinde nalbant, çerçi, köle, efendi vs. tipler varken; bu gün, kimyager, peyzaj eczacı, jeoloji mühendisi, meteorolog gibi bireyleştirilen toplumsal tutumlar, üretime değin güçlerine göre, üretim ilişkilerinde bireyler var edilmiştir. Bireysellik de üretim gücü iledir. Ve üretim ilişkisi, toplumsal talep gibi, sürecin dinamiği ile gelişir değişir.

Bireylik kişinin özneliye dediğimiz kendine has algılama ve etkime ve etkilenmedir. Beyinsel üretimdir. Nesnelden bağımsız, çok kere, birtakım düşüncelerin asi, duygu yansımalı zannı temayülleri daha baskın, bir görünüp bir kayıp olduğu meşumluklardır. İki kısımdan yansır.

Birincisi toplum önceki yaşantıların miraslaşması ve kişinin yaşadığı zamana özgü algı ve fantastik yansımalarıdır ki İnançlar dinler bu kategoridedir. Bunlar değişmeme ve mutlak olurluk kabullenmesini şart ve gerekli koşarlar. Bunların sosyolojik devir alınışı uzun orta sıklıkla tekrar eden sürecin birikimi olması nedeni iledir. Ki size ilkten beri, hep öyle imiştik algılatması verir. Bunlar kişiyi körletip davranamaz kılabilmektedir. Kişiye hep anlatılır, kişi bunları üretip, geliştiremez. Sadece uymakla zorunludur. Kişi, burada bir sınavın gereğini yerine getiren, sınav zade olmaktan başka bir şey değildir. Bireylik, grup ve kalabalıklar tutumunu rahat ve güvenlikli bulur. Bu da bilgisizliğin sığınmasıdır. Bu hali ile öznel düşünceciliğin (Usa aykırıcılığın) bayraktarlığını yapar. Bu bireylik yan, kişiye soyuttan soyut ürettirir.

Bireylikteki İkinci tutum da yaşadığı zamanın, somut koşullarındaki bilgilenmenin, bilgiden haberdar olmanın, kişisellikteki bilginin dönüşme duyuşunda, etkime etkilenme öznelliğidir. Tarih bilincinin ve yasallığının temellendiği olurluklardır. Bunlar bireyi hayata bağlar, yaşamı anlamlı kılmaya, yaşamı pratiğe dönüştürmeye başlar, eleştirelliği ortaya kor, artık bilgi sonsuz çeşitlilik ve görünümdedir. Bu öznelliye akılcı ve bilimden yanaşlıktır. Nesnel öznelik hayalle, hakikati, ayırmaya muktedirdir. Burada da, dinsel telakiler oluşur ama değişme, daima yeni ve yeni anlamlandırmalar üzerine bir kavrayış ve içsel hoşlukla, mutlulukla oldurulan iç duyuşlardır.

Bu hal grup ve kalabalıklardaki edimlerimizi ve başka davranışlarımızı düzenler. Bunda Yüce Ruh'la aldatma olayı yoktur. Yine burada Üstün Güç’ü kavramadaki hatalar, Yüce Güç’ü sınırlar oluşun yanılgıları da, burada yoktur. Bireylik öznelliğinin, bireylik için ürettiği olgunlaşmaları, kendisini olgunlaştırma, bir faydacı faydadır. Bir kurallı tutumlar olacak beliriştir. Bu tür bireylikte, toplumsal yanların izi daha belirgindir. Örneğin bireyin inançları öğrenmesi bir birey tutumu, bir toplumsal tutum değildir. Bunu çok iyi bilir. Bireylik bilirci bireylerden öğrendiği tutumdur. Ama sürücü oluşu, Işıklı kavşakta geçişi, toplumsal tutumun öznelliğidir. Kişi, artık nesnelin, yeniden pratiğe dönüştürülebilir soyutluklarını güven içinde üretir olacaktır.

Birey ve bireyliğin farklı kavram oluşlarını açıklamak için bu kadarla yeterli bir çalışma. Birinci tür öznellik, toplumsal yapı ile hiç uyuşmazken, hatta köstekçisi iken, ikinci öznellik ayağının yerle sık sık bağlantısını kontrol eden ve toplumsal talebe konu olacak, yetenek havuzu olma özelliği taşır ve dikkate alınır düşünce olma, özgür düşünce olma hakkı taşır. Birey, insanın; sadece, toplumsal koşulların içinde ortaya çıkabileceği somut bir uzman hal durumudur. Bireylilikse biyolojik, sosyolojik, ussal yetilerle ve birey temelli kurgularla, daha şümullü ve karmaşık kişilik öznelliğidir. Birey bu iki karakteri taşıyıp uzlaştırabilir.

Sürecek 26

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 4.4.2008 11:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya