Demokrasinin bir anlamı da toplumun size tanıdığı hakların ödevlerin, Özgürlüklerin istem gerçekleştiriliş biçimindeki uygulamalardır. Uygulamalar bu gerçeklenmeleri sağlamada ne kadar uygunsa, sorunlarda çözümsel ise o kadar demokratik açılım var edersiniz. Diğer bir anlamı da, vatandaşların siyasi örgütlenmeler yaparak, yasal ölçüler içinde sivil toplum örgütleri eli ile istem, dilek, düşüncelerini etraflıca sisteme ilettirir olmasıdır. Sistemi bu örgütlülük aracılığı ile denetler olması tutum ve tavrı bunun uygulanışı, yani yasal olarak yönetime katılma usullerinizdir. Yani sistem yönetiminin bu alanlardaki cevazlı yapılanışıdır.
Çoğunlukçu ya da çoğulcu bir yönetim olabilmektedir. Çoğulcu yönetimde, azınlıkların hakkının gözetilmesi esaslılıktır. Fırsat eşitliği sağlayabilen sosyal adaletçi ve kamusal alanın yönetiminde olabildiğince halkın katılımını sağlayarak oluşturulan yönetim şeklidir. Toplum demokratik adımlarla halkla buluşur.
Danışma; meşveret kendi zamanına göre olgun bir davranış bütünüdür. Ancak günümüze göre çok hamdır. Fakat bugünkü olgunlaşmanın, geçmişte atılması gereken adımlarıdır.
Şimdi meşverete gelelim eğer toplanıp danışırlık demokratik tavırsa; firavunlar dönemine de, gitseniz; beri de gelseniz, bu dünyanın her yerinde bilinen yapılan bir uygulamadır. Firavunlar, krallar, peygamberler kendi çevresindeki mahiyete danışır, görüşür, fikir alırdı. En bilinenini hatırlatayım. Antik çağdan beri, islamdan çok çok önce, Roma'da senato ve konsül vardı ve seçilirdiler. Öyle mahiyetteki beş on kişilik oligarşi de değil. Bin kişilik bir heyet olabiliyordu. Örneğin dinimizde de vardır bu anlayış. Bu ne bizim dinin, islamın buluşudur, ne getirdiği bir yeniliktir. Kaldı ki peygamberin karşısındaki grup dahi, Kureyş büyükleri, toplanıp meşveret edip karar alırdı. Çok şiddetli tartışılırdı. Dahası bu danışma, şiir olarak da tartışılırdı. Kâbe duvarına; övgü veya yergi olarak asılırdı. Halkla paylaşılırdı. Meşveret islamdan önce ve karşı olduğu sistemin bir kuralıdır. Bunlar; demokrasi, halk iradesi, gibi kavramların temelini, nesnelliğini bilmeden, hayali, soyut, izafe anlamlar vererek, yakıştırma boş söz oyunudur. Ve bir inanma sistemlerini abartıcı yaklaşımlardır.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta