İnanç Ve Toplumsal İstem (talep) 17

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

İnanç Ve Toplumsal İstem (talep) 17

Toplumlar, tarihte, ilk emek ürününü biriktirişle, yani toplum: insanın hüner yoğun, aletsel üretiminin ortaya koyduğu bir şekilleniştir. Akabinde bu hal, insanın emeğine sahip oluşunu doğurdu. Bu da, özelleşmeyi (özel mülkü) zorunlu kıldı. Yani toplum; insanın hüneri ile nesnelin yasallığını birleştirip, insanın soyut bilmesi ile pratik kılma yeteneğinin, sarmal üretim ilişkisidir.

Toplumsal yapı da, halksal yapıyı belirleyerek, halksal yapıyla dışsal, ama yan yana, birlik içinde hareketle, hemen organik ilişkiye girdi. Bu birlikte hareket, otoritenin sınırlıkları iledir. Otorite (anayasa-toplumsal mutabakat) , bir toplumsal düzenleniş, bir nesnel oluştur. Otorite yapılan ilke maddenin biri de, din ve devlet işinin ayrı ayrı gözetileceği gerçeğidir. Bu anlayış, dini işin, ait olduğu alana, yani halkın uhdesine bırakılmasıdır. Dinin toplumsal yapıya karışmayıp, toplumda ön görülmemesidir. Dinin toplumda etkin kılınmaması laikliğin otoriter tutumudur. Bireyler ve yöneticiler, kamuda, toplumda, işlerine dini kanaatlerini ve anlayışlarını karıştırmayacaklardı, o kadar. Halk içinde din anlayışlarını diledikleri gibi yaşayacaklardı. Toplum aklın işletileceği, akıl ilkelerinin geçerli olduğu (laik) alan olmuştu. Toplumsal yapıda din kuralının geçerli olması demek, sömürü düzeninin dinleşip, ilahi bir havaya sokulması demekti. Eylemleriyle güvenilir olamayan insanlar, dinsel görüntü ile bunu sağlayacaklardı!

Bu, toplumsal sözleşmenin (otoritenin) : bu kurucu iradenin; içinde halk da vardır. Halk süreçte gerektiğinde, bu otoritenin inşası için savaşım vermiştir. Bu nedenle halk iradesi, geçmiş aslilikle, şimdiye de şamil edilir. Bu halk iradesi otorite; üç erke güçler ayrılığı ile ilke olaraktan yetkilenme dağılımı yapılmıştır. Bu yetkileme, kaynağını anayasadan alır. Halk iradesi bu üç uygulamanın birlikte işleyişi ile soyut olarak gerçeklenir. Mevcut halk, cari otoritenin yetkilenesi ile parlamentoyu seçer, ya da parlamentoya seçilir. Halkın seçip seçilmesi, ne bir hak, ne de özgürlüktür. Yani her hangi bir yönetimi oluşturmak için ille de böyle bir yapılaşma şart değildir. Toplum bireylerinin kurumlarında bir yönetme ve görev dağılımı ile özel yönetilişe katılım vardır. Bu hak ve özgür oluşu sağlar. Esasen toplumun ilişkilenişinden tamamen habersiz olan geniş halk kitleleri vardır. Bunların yönetime aks eder oluşu tartışmalı olmalıdır. Halkın bu pragmatık yetkilenmesi bir zorunluluk ve bir bağımlılık değildir. Sadece yetkili kılınıştır.

Yönetim parçalı, bölüşürsel, sorumlulukların koordine denetilme sorumlulukları ile gerçekleşir. Bu da şöyledir: Yargı, yürütme, yasamadır. Realite ve teamül olaraktan basın halk koordine oluşumu ve etkilemesi, sivil toplum kuruluşları etkilemesidir. Paylaşımlı yönetsel yapı, asli unsurların, toplumu düzenlerken, toplumsal sözleşme denen yaptırımını otorite olarak belirledi. Böyle bir bölüşürlü yapıda halk o andalıkla zaten olamaz. Bu ehliyetin organizesidir. Halk burada sadece icrayı seçer. Kurumları çıkarsal olarak hayati bilen halk, buraların eylemlerine destek Ya da köstek olarak, kurumlar eli ile yönetimde soyut olarak kendini gösterir. Etkileri çok çabuktur ve koordineli olursa belirleyici olur. Yasalar dâhilinde.

Bu da, devlet denen olguyu, yani güç kullanımını ve devletin, toplumun devamlılığını üretim ekseninde ortaya çıkardı. Temel amaç bunların uyumlu etkileşimi ve işletimi ile insanların mutluluğunu sağlamaktır. Ana temel otorite yıkılırsa, toplum ortadan kalkışa bozulur. Çünkü süreçsel yapılar inşanın temelidir.

Halk bu yapının içinde, yönetsel değil, yetkilenme ile vardır. Bu da seçme genel ilkesidir. Seçilme ile de, özel bir statü yaptırımı kazanmasıdır. Otorite (devlet ilkesi) korunarak siyasi politikalarla geliştirilmektedir. Bu politikalar diğer erklerinde yapıya alan bazlı uygunluğu ile eş güdümlü, birbirini denetler ve düzenler oluşudur.

Bu alandaki politikalar, halktan etki ile ya da, birey tandanslı değerlemeler olabilmektedir. İnsanların organizesi ile üslenme yapılaşır. Yeni politika ve siyasetlerin uygulanmasına, halkta temsili olarak ve süreli, sınırlı, vekâlet verir veya vekil olur. Halk anlam olarak, burada; toplumu değil ama toplumun bireyini de içerir. Halktan kişiler mesai çalışması ile birey kimlikli kişi olarak toplumdadır. Birey de mesai haricinde toplumun unsurlarından biri olarak, halkın içindedir ve halktandır.

Toplumun insan gücü olan birey, günün bir bölümünde toplumda bulunup, üretirken; günün diğer bir zamanında da, halkın içinde oluyordu.

1-Toplumun, insandan, insanın özneliğinden bağımsız temel bir karakteri vardır. Örneğin; nesnel yasallıklar, nesneli üretirken kurduğu ilişkileniş, keyfi değil zorunlu ve bağımlı idi. Bu bağlamda, toplumda bir uçak imalini ve kullanımını ele alır isek:

A- Uçağın uçmasında, yapımında, sizin var veya yok edemediğiniz nesnel yasalar vardır.

Örneğin: toplumda, uçak imalatını ve kullanımını, ele alır isek. Bu üretimin eylem dizgesi, madenin cevher olarak çıkarılmasından, alaşımlanmasından tutun, elektrik ve elektronik devrelere değin, oluşumlardan, aerodinamik gibi, birçok farklı maddi yasalara değin, bir yığın işbirlikleri ve farklı uzmanlık emek alanları eşgüdümünü zorlar. Bu yasallığı siz, Ya da halk belirlemez. Bizden bağımsız ve nesneldir.

Ya da, bir sağlık kuruluşunda verilmekte olan tedavi uygulamasında, Ya da tedavi talebinizin karşılanmasında, alınmasında, nasıl davranılacağını veya davranacağınızı, halk değil, siz değil; hijyenik şartlar belirler. Yani özneden bağımsız nesnellikler belirler. Bu yüzden toplumsal alan halk alanında çok farklıdır.

Bazı toplumsal yasalar: Adalet, eşitlik, özgürlük, barış, sorumluluk gibi uygulamalarla toplumda gerçekleşir. Bunlar nesnel bir temelle anlam kazanır soyutlukla ilgisi yoktur. Toplum varsa bunlar vardır ve gerçeklenir. Bunlar halkın ve bireylerin haklarını yurttaşlık bağlarını oluşturur. Bunu da otorite geliştirir.

Uygulamaların sübjektiflikleri de olabilecektir. İşte temel sözleşme, bunları bizim haklarımız olarak devreye sokar. Bireyi, yurttaşı, devlete karşı korur. Yürütmenin kendi uygulanır fikir özgürlüğü olamaz. O, otoritedir, yasaları yürütecektir. Örn: Yürütmenin bizatihiliği benim düşünce özgürlüğüm bu diyerek, bir muhalefet gibi Ya da bir taraf gibi yeni bir oluşum gibi davranamaz. Taraflığı yasadan ve yasanın uygulanışından yanadır. Halk eylemlerle yasalıklar içinde somut koşulların gelişmesindeki yapılaşmaya göre kanatlar oluşturur. Bunlar yönetime hak olarak iletilir. Gerekiyor ve işleyişin rahatlaması oluyorsa yasalaştırılır. Yönetim türban gibi bir kalkışmayı, toplum içinde uygulayıp, hoş göremez çünkü yasa icracısıdır. Parlamenter tutumu ile de mecliste düşünce savunumu yapabilir. Yürütmenin hoşgörüsü de olmaz. Bu halkın bir tasarrufudur.

Bizim toplumda birey olaraktan, örneğin; elektrik ve elektronik yasaları bilen ve uygulayan pratikliğimiz, birey oluşumuzdur. Yıldırım, nasıl bir zorunlulukla düşerse. Toplumsal bilgi üretim gücü de (teknoloji) üretim ilişkisi (farklı kurumdaki üretimlerin koordinesi-eşgüdümü) aynı şartla paratoner yapışımızdır. Bu bireyliğin sorumluluğu ve zorunluluğudur. Paratoner yapmak; bilincine varılmış bir şart, bir zorunluluktur (özgürlüktür) . Bu, hem bireyin, hem de toplumun özgürleşmesidir. İnsanın, bireyin, dokunduğu her şey, hukukun konusudur dersek, yanlış yapmayız. İnsanlar arasında örgütlenme ilişkisinden ve ilişkilerin yapıcı güvencesinden tutunda, bunlardan doğan ve bunlara ilişkin anlayışlar, hukukla biçimlenir. Bunlar toplumun bizden bağımsız yasa ve yasallık oluşudur.

B- Nesnel yasaların bilinmesi gerekli ama bu nesnel yasayı bilirlik uçak yapmak için yeterli değildir. Bu nesnel koşulu bilen insan, binlerce sene uğraşsa, bunu gerçekleyemez. Bu bir insanın kendi başına, bunca ilaçlarını, giyimini, yemesini, içmesini, televizyonunu, telefon ve bilgisayarını, uranyumu patlatmayı, uzaya mekik göndermeyi vs.yi yapamamasında da kendisini gösterir. Toplumsal emeğin sonucu bu üretimler gerçeklenir. Toplumda kişiler bireyleşmiştir. Uzman kişilerdir ve uzmanlık edinmiştirler. Toplumun artık bireyleri vardır. Birey toplumda ilişkilerini ile yaşama nesnelerini ve bilimseli ortaya korlar. Halk tamamen bu özgürlüğün dışındadır. Halk özgürlüğü geliştiremez. Ancak özgürlüğün kullanımını bir müşteri, bir tüketen olarak satın alıp, yoğaltım döngüsü ile toplumun üretimini sağlar.

C-Bu nesnel koşulları bilme öznelliği (yaklaşık bilgidir) toplum dediğimiz yapıda iki temel gerçekliği ortaya çıkartır. 1- Toplum belli bir üretim biçimini gerçekler ve gerekli kılar. 2- Toplum örgütlenmeyi zorunlu tutar. Yani belli üretim şekillenmesi de, BELİRLENEN organize örgütlülüktür. Yani toplum bireyin kendisi demek, kalabalık demek, topluluk demek değildir. Ve insanın özneli demek de, değildir. Öznelliği bu temel yapılaşmaya göre olacaktır. Maden ocağında kask takacak. Sualtına inerken dalma cihazı giyecek. Spor yaparken rahat giyinecek. Enfeksiyon vakasında, ortama kapalı şekilde müdahale edecektir. Tüm bunlar inandığı için değil, kişiden bağımsız yasallık olarak, bilinip belirecek, hak hukuk olacak. İnançlarımız da, bu nesnellikler temelinde boyutlanıp gelişecek ve kişi ideolojisini oluşturacaktır.

Sürecek 17

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 25.3.2008 10:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya