İnanmak (iman) kişisel bir karardır. İnsan bu kararı verirken elbette kendi iradesini kullanır ve karşılığının ne olup olmayacağını da başından kabullenmiş olur. Bu doğrultuda da hayatını düzenler ve sürdürür. Bu onun en doğal hakkı olmak gerekir.
Yalnız bir şeyi gözden kaçırmamak lazımdır ki kişi kendi inancına (ya da inançsızlığına) saygı istiyorsa en az onun da karşı tarafa aynı saygıyı göstermek gibi bir ahlâki zorunluluğu vardır.
Bunun aksine bir davranış, kişisel yozlaşmayla birlikte ahlâki bir çözülmeyi ve çürümeyi de beraberinde getirir.
Kendine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmaya kalkışmak bu söylenene güzel bir örnek olsa gerektir.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.