İnanmak (iman) kişisel bir karardır. İnsan bu kararı verirken elbette kendi iradesini kullanır ve karşılığının ne olup olmayacağını da başından kabullenmiş olur. Bu doğrultuda da hayatını düzenler ve sürdürür. Bu onun en doğal hakkı olmak gerekir.
Yalnız bir şeyi gözden kaçırmamak lazımdır ki kişi kendi inancına (ya da inançsızlığına) saygı istiyorsa en az onun da karşı tarafa aynı saygıyı göstermek gibi bir ahlâki zorunluluğu vardır.
Bunun aksine bir davranış, kişisel yozlaşmayla birlikte ahlâki bir çözülmeyi ve çürümeyi de beraberinde getirir.
Kendine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmaya kalkışmak bu söylenene güzel bir örnek olsa gerektir.
Bir başka deyişle kişi kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa o da aynı şekilde davranmalıdır. Çünkü ahlâk kavramı, insanın karakterini belirleyen öğelerin en önemlilerinden biridir ve bu yanıyla toplumsal yapılanmaya da direk etki yapar.
Ahlâki bakımdan düşük olan bireylerden oluşan topluluklar kısa zamanda yozlaşır ve bozulurlar. Yine ahlâken çürümüş toplumlar eninde sonunda yok olmaya mahkûmdurlar.
Oysaki yüksek ahlâk sahibi bireylerin oluşturduğu toplumların ömürleri daha uzun olur ve bu özelliği sebebiyle diğer başka toplumlara da örnek olmak gibi bir şans elde edebilirler.
Bireysel ahlâk elbette ki toplumsal ahlâkın da temelini oluşturur. Bu sebepten yüksek ahlâklı bir toplumda yaşamak isteyen her insan bunun gereğini yapmak zorunda olduğunu bilmeli ve yaşam biçimini de buna göre düzenlemelidir./15.10.13
Kayıt Tarihi : 4.2.2010 15:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
evet her insanın gerçeği...bunu gerktirir
sağol cennet gönlüne tşkkrler
KALEMİNİZ DAİM HAREKETLİ, İLHAMINIZ
BEREKETLİ OLSUN.......TEBRİKLER.......
İNCİ GERMENLİLER
TÜM YORUMLAR (3)