İnanç Laiklik Hoşgörü 25 Şiiri - Bayram ...

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

İnanç Laiklik Hoşgörü 25

Yatırım, üretim ve refahın paylaşımını sağlayamayan bütün sistemler, kendi iflaslarının ilanını, bu tür halk oyalama sendromları ile kendilerini açık ederler. Bunlar bilinip, açıkça anlaşılmadığından, geleneksel bakışla olaylar türbana çekilir. Huzur ve dikkat, anlamsız gereksiz ve yerinde olmayan bir tartışmaya götürülmekte.

Bunun hoşgörü konuşmaları ve uygulaması, halkta içsini lirken, siyaseten kaşınması, hem de bilinçsizlikle kaşınması, halde olayı siyaseten ve hukuken bitirdi. Halk telakkisi de zamanla ikna olacaktır. Çünkü halk kendi alışmasının rahatlığını görüp, çevresinde onun duyulmasını ister bir yapıdır. Halk ileriye doğru ufuk ve plan koymaz. Zaten bu da onun yapısı gereğidir ve görevi de değildir.

Pekiyi siyaset bunu çözmeyecek mi? Öyle ise siyaset niçin vardır? Siyaset, maalesef bunu çözmeyecektir, çözemezde. Ve siyaset bunun ve bu tür toplumdışı, kanaatler için değil, bir akıl koyuş olan, laiklik için vardır. Zaten laiklik bu farklı akıl koyuşların, somut çözümleridir. Oysa inanç, tutumları farklı koyuşların akıl tutumu değildir. Asla siyasetin şuradan buradan (demokrasiydi, haktı, özgürlüktü gibi) el atacağı akli konu değildir. Bu Tanrı'nın hakkını Tanrıya bırakmamaktır.

Ortada bir otorite var ve siz, bu otoriteyi gerçekleyen farklı yolları oluşturmak için, siyaset yapıyorsunuz. İnanç, ne bir toplumsal taleptir. Ne de toplumda uygulanacak bu akli oluşun yollarından hiç biri değildir. Bunu konuşarak, refahı artırıp, kitlelere pay vermez, enerji fiyatlarının artışını durduramazsınız.
Çünkü sorun da, çözümü de, toplumsal değildir.

Ayşe hanımın çay partisi verip verememe rahatsızlığı mesabesinde, kendisinin ve o grubun uhdesinde, bir kişisel, grupsal hak ve çözümdür. Bu nedenle böyle bir girişim çözümü de toplumsal olmayacaktır. Kişisel halksal, grup ve cemaatsel olanın çözümü de, bu sosyolojik parçalardan olacaktır. Oysa siyaset ortaya çıkışı ve yapılanışı gereği, halkın değil toplumun bir olgusudur. Bu unutulmuş gibidir.

Burada, tarihi bir olgu ve olay olan, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılışı ile güncelde türbanın çözümüne, erkin kendi fikir özgürlüğünü söyler oluşuyla, savunuş yapması ile çözmeğe kalkışması, bana; benzer ve ilişkin bir çağrışım yaptırdı. Osmanlı'nın son döneminde, iş yapamaz oluşunun bir nedeni de Yeniçeri'lerdir. Her yeni olay ve olgu karşısında mızmız edip “İstemezük”; “bu bidattir, gâvur icadıdır der', eylem yaparlardı.

Bu anlam, soyut halka ait anlamanın, yapının toplumsal anlamaya rücu ettirilişidir. Buna ''kazan kaldırmak'' denirdi. Her eylemleri, ya bir padişahın hallini veya vezirin hallini öngörürdü. Yetinilmez ise, eylemin şiddet ve gücüne göre; ya vezirin kellesini veya bostancı başının kellesini, veyahutta kethüda kellesini alarak ayaklanma gösteri birikişi, sonlanırdı. Bu böyle gidemezdi. Nitekim gitmedi de...

Şairin deyişi ile:

Tecemmu eyledi Meydan-ı Lahme, *
İdüp küfrân-ı nimet nice bağı.
Koyup kaldırmada ikide, birde (kazanı)
Kazan devrildi, söndürdü ocağı

Yerli yersiz bahane ile toplardı meydanı
Nankörlük azgınlığıyla nice zamanı, çağı.
Koyup kaldırmada ikide, birde kazanı
Kazan devrildi, söndürdü ocağı

*Meydan ı lahme: Et Meydanı. Yeniçerililerin her zaman toplanıp gösteri yaptıkları alan. Bir çeşit, Tianenmen Meydanı, Ya da Beyazıt, Taksim Meydanı hüviyeti almış meydandı.

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 21.11.2009 20:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya