İnanç Laiklik Hoşgörü 19 Şiiri - Yorumlar

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Neden? Nedeni gayetten basit, uzay elbisesi, sizin çevresel, çevrenizdeki bir zorunluluğu karşılayan, çevrenizde olan bir zorunluluk özgürleşmesi değildir de ondan.

Bu icap, yerde üç zorunluluğun üçünü de taşımadığı gibi, yeryüzünde; bu zorunlulukların bağımlılığını da gerçekleyemez. Yani yeryüzünde, ne sizin dış basınçsız kalma sorununuz vardır, ne de kozmik ışın ve tozlara maruz kalışınız vardır. Hatta -273 derece gibi ısı denge çöküşüne vs. ye de karşı korunma ihtiyacınız da, yoktur. Bunun için, bu elbiseyi bir istek özgürlük diye akıl etmeyiz, etmezsinizde. Benim böyle bir inancım, özgürleşme hevesim var diye, ortaya konuşu dahi olmaz. Bu kişisel zan, kuruntu, takıntı, heva heves, gösteriştir.

İşte başörtüsü de toplumda ne bir taleptir, ne bir haktır ne insansal ve nesnel belirlenmiş zorunluluk ve ne böyle zorunlulukla bağlantılı bağımlılığınız vardır. Nede özgürlüktür. Zerre kadar alakasızdır. Eğer İnanç ise; bu toplumun değil, halka ait alanın kendinden kendisine kendi üzerine dönen biçimlenişidir. Kendi ilişkilerini belirler. Yapacak bir şey zaten olamaz.

Başörtüsü, halksal kişisel inisiyatifi, bir tutum alıştır. Kendini belirten, kendini taşıyan bir öznelliktir. İster inançsal, ister moderinite, ister yakıştırma olsun, halk içinde, halk ve kamu bazı ortak kesişim alanlarında, tamamen kişisel keyfiyettir. Kendi yer ve alanında insana yakışan bir tutumdur. İnsan anlamasının gelişmesidir. İnsansal bir taşır oluştur.

Tamamını Oku
  • Mehmet Çoban
    Mehmet Çoban 05.07.2008 - 11:11

    Makaledeki bazı öngörüler ile sanki anlatılmak istenenlerin özetini şöyle anladım.

    Aslında demokrasi ve laiklik gibi kavramlar halkın kendi kendini yönetmesi değildir.

    Birileri çıkar, laiklik ve demokrasi kavramlarını üretir. Bunun felsefesini yapar. Sonra halka döner.

    Senin isteklerini en iyi bu rejim sağlar. Sen bilmezsin ben bilirim. Onun için sus konuşma. Bak ben senin için en iyisini belirledik. Düzenledim. Kurallaştırdım. Şimdi sen cahil kafanla, hayır ben böyle şeyler istiyorum diyemezsin. Kendi isteğine göre, çoğunlukta olsan, hatta oy veren herkes farklı şeyler istesen olmaz. Çünkü sizler kendiniz hakkınızda karar veremezsiniz. Hakimiyet milletin dediysek, bu hakimiyetin nasıl olacağını biz belirleyeceğiz dedik. Belirlediğimiz kurallar çerçevesinde siz öneri getireceksiniz dedik.

    Bazı paragraflardan bunu anladım.

    Yani bazı ekabirin, halk için konuşarak, halk adına karar vererek, sonra verdiği kararları onaylatmak için oylayarak, oylarken de halkı sıkıştırarak, oylamazsanız ha....... diyerek.

    Aslında halk arasında anket yapılsa, halk sloganlaşmış kelimelerin anlamların dışında ne laiklikle ne de demokrasi ile ilgili hiç bir şey bilmektedir.

    Yazanlara çizenlere, televizyonlarda açık oturum yapanlara baktığımızda ise, yine laikliği ve demokrasi hiç kimsenin doğru dürüst tanımlamadığını, herkesin kendi çıkarına göre yorumladığını görüyoruz.

    İçinde yaşadığım toplumda, benim hayretle seyrettiğim şey...

    Artık demokrasi, laiklik, cumhuriyetçilik gibi ifadelerin,

    etnik kökenlere, dinsel kökenlere, mezhebi kökenlere göre farklı algılanıp, farklı yorumlandığı, farklı taleplerle gündeme getirildiğidir.

    Alevi kökenli sol düşünürlerle, Sünni kökenli sol düşünürlerin, laiklik, demokrasi ve cumhuriyet tanımları farklıdır.

    Türk kökenli düşünürlerle, Kürk, Ermeni, Rum kökenli düşünürlerin demokrasi, laiklik, demokrasi ve cumhuriyet tanımları farklıdır.

    Her etnik, dinsel, mezhebi köken, bilinç altında, kendi çıkarlarını koruyarak ortaya tanımlar yapmaktadır.

    Bu gün ırkçılığa, dine, mezhepçiliğe, tarikatlara karşı sol, nasyonal solcu olmayı, Sünni tarikatlara çatarken, durumu Sünni tarikatlardan daha beter alevi tarikatlarından hiç söz etmemeyi, etnik kökenine göre ırkçılık yapmayı öne çıkararak, bilimsel olmaya çalışıyor.

    Kısaca bana, birileri sormadan benim adıma, kararlar alıyor. Benim ne düşündüğümü sormuyor.

    Kısacası birileri gerçekten, köyde, kasabada, şehirde yaşayan birebir halka kararlar alıyor. Onların ne düşündüğünü sormuyor.

    Laiklik, Cumhuriyetçilik, çağdaşlık,bilimsellik adına, fikirler üretiliyor, kuramlar kurallar üretiliyor ve dayatılıyor.

    Dayatmaları yapanlar, yazılarıyla, söylemleriyle işte önümüzde, kendi aralarında bile uyuşamıyor..

    Kendi çıkarları için kısır çekişmeler içinde milletin tepesine kurulmuş keyif çıkarıyor.

    Ve en kötüsü, halkın bizi yönetin diye seçtiği insanlara, bazıları biz sizin gibilerini istemiyoruz. Halk seçse de, halkın azınlığının hakları için çoğunluğun isteklerini tanımayız diyor.

    Ve maalesef 'deve kuşu misali' olayları izliyor, yorumluyoruz.

    Her devirde olduğu gibi.... Düzenlerin felsefesini, kuramlarını, kurallarını üretmek..

    Çıkar gruplarına, onları onaylayan bilgelere düşüyor.

    Çıkar gruplarıyla bilgeler uyuşmazsa, zaten o bilgeler anında tu kaka yapılıyor.

    Ancak çıkar gruplarıyla uyuşan, uzlaşan bilgeler, en güzel şekilde karşılanıyor. Modern çağdaş aydın ilan ediliyor.

    Ben bu film, okuduğum her tarihte gördüm. Seyrettim.

    İşte Kur'anda Musa'nın hikayesi.. Firavun ve büyücüleri (bilgeleri), Karunları (zenginleri - ekonomik çıkar sağlayanları)..

    Firavunun saltanatını, tanrılığını onaylıyorlar.

    İşte Nemrut'la İbrahim'in hikayesi.. Aynı pozisyon mevcut...

    İşte batının imparatorluklarını, krallıklarını destekleyen düşünceler.

    Her devirde, devlet kuran irade, kendi bilgelerini, Karunlarını üretmiştir.

    Gerisi hikayeden başka bir şey değildir.

    Devlet kuran iradenin, bilgesi, Karun’u değilseniz.... İşiniz biter.

    O nedenle, birey olarak neredeyim sorusunun karşısında...

    Ya devleti kuran iradenin bilgesi, Karun’uyum demek vardır.

    Ya devleti kuran iradenin bilgesi, Karun’u değilim..

    Ben özgürüm demek vardır.

    Her devirde bu iki yaklaşım çatışmıştır.

    Cumhuriyeti kuran irade, Osmanlı iradesine daha Osmanlı yıkılmadan aykırı düşünceleriyle cumhuriyeti kurmuştur. Sonra kendisi devlet olmuştur.

    Fransız ihtilalini yapan düşünce, Avrupa’daki imparatorlukları yıkmıştır. Sonra kendisi imparator olmuştur.

    Kapitalizme karşı çıkan sol / kominim, liberal kapitalist düşüncelere karşı düşler düşünceler üretmiştir. Sonra kendisi Yalta’da Amerika ile, dünyayı bölüşmeye.. Büyük milletler meclisinde, veto hakkı olan üyeler içinde olmaya, dünyayı kendi tekellerinde paylaşan güçler olmaya çalışmışlardır.

    Onun için, birey kişilik belirleme de gerçekten nerede olduğunu belirlediği gün önemlidir.. Değerlidir.

    Dediğiniz gibi, Osmanlı da olduğu gibi, her devirde, bugünde, bazı guruplar nedenleri kendi içlerinde olmak üzere “biz istemezük” ifadesiyle ortalığı kasıp kavurmaktadırlar.

    “İstemezük” yönetenler ile yönetilenler arasında önemli bir kavramdır. Hiçbir zaman ortadan kaldırılamaz.

    Makalenin sonundaki şiire aynen katılıyorum. Kendim yazmış gibi.

    Ancak burada şunu ifade etmek isterim ki….

    Laik düşüncenin, din belirleme, din tanımlama hakkı yoktur. Zaten böyle bir noktaya gelmesi, laik düşünüş olmaktan çıkma demektir. Ancak bu gün bütün laik ülkelerde ve özellikle ülkemde, din tanımlama, dinin kurallarını belirleme bizatihi laik düşünürler tarafından yapılmaktadır.

    Bugün bazı çevrelerin ürettiği “Anadolu Müslümanlığı” tanımı, ifadesi, yeniden din üretmek, hem de laiklik adına din üretmekten başka bir şey değildir.

    Veya bu gün laik düşünürlerin, çağdaş ve modern İslam tanımlamalarıyla yapmaya çalıştıkları da din üretmekten başka bir şey değildir.

    Veya bugün Ilımlı İslam, Radikal İslam gibi tanımlarla ülkemde İslam dininin tanımlanmaya, algılanmaya, algılatılmaya çalışılması da, laik düşünürlerin din üretme gayretlerinden başka bir şey değildir.

    Laiklik özde, din dışında kalmak, dine karışmamak, din üretmemektir.

    Ne yazık ki, ülkemde laik düşünüşü savunanların en çok yaptıkları şey, din dışında kalmamak, dine karışmak, Allah’ın Kur’anda önerdiği din dışında yeni din üretmektir.

    Sanıyorum öncelikle laiklerin laik olması ülke selameti için önemli bir unsurdur. Laiklerin laik olabilmesi için ise, artık dine karışmamaktan ibarettir.

    Sevgilerimle….


    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta