Çünkü insanın eylemselliğini artıracak oluşumu, artık zamanı ve avlanma kolaylığın daha az kişi ile av yaparlığını, bu mızraklı hüneri sağlamıştır. Ve tekerlek bu temelin ilerleyişi sonucu, toplumsal yapının kurulup işleyişi ile meydan almıştır. Değilse sanki insanlar uygardı da, tek sorun bu uygarlığı uzak yerlere tekerlekle taşıyarak tanıtmaktı, gibi bir zorunlu kıt olur bir yanılgıya düşeriz. Mızrağın avlanma ve güvenlik sağlamayı kolaylıkla üretir olması, toplumsal üretişin de temeli olmuştur. Paralelinde av yaparlık ve toplayıcılık sürerken, çobanlık ve tarım üretimi de uç vermeye ve evirilmeye başlamıştı. Bunlar toplumu ve toplumsal yapıyı belirledi. Tekerlek bu yol alışın zorunlu gelişmesidir.
Özgürlük söylemi halksal yaşayışlarla, inançlara temel yapılıp, en çok karıştırılıp istismar edilen sözcüktür. İnanç temelde soyut ve özgürce bir tıkanış tutumudur. Bu hiç bilinmez. Kendini sınırlayıp taşamamadır. Sizin, hiç bir inanmayı belirleyip, düzenleyemez oluşunuz katkın olamayışınız tıkanmanın kendisidir zaten.
İnançlar belli bir gözlük taktıklarında dolayı, beli bakışı zorunlu kılarlar. Zaten özgür düşünememenin, özgür olamayışımıza, kendisi; bir nedendir. İnanmayı, özgürlük olarak tanımlayarak, inanç özgürlüğü denmekte! Somut deneysel olmaması, herkesçe aynı kabul edilmemesi, değişmez ve zamanlar üstü olması gibi olumsuzlukları da cabası.
Hâlbuki kişiler, halk içinde bırakın inandım demeyi, doğduğunda daha, inançları nüfusuna işlenmiştir bile. İnançlıdırlar. İnançları karşılaştırmadan inançlı olmuştur. İnançları tanıyıp eleştirip, aralarında bir seçim yapmamıştır. Ki özgürlüğün ilk adımı atılmış ola...
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta