İnanç Din İlişkisi
Bir kişi din ve inancı birbirinden ayıramıyor ise ikisinin aynı şey olduğunu sanıyor ise bu konularda bu yazıdan alacağı bir şey yoktur!
İnanç nedir, din nedir?
İnanç, kişinin bilince erişmemiş kanaatidir! İnanç, bilince eriştiğinde “Bilinç” olur; inanç, bir aşama ileri taşınmış olur! İnancın gelişmesi halinde inanç ortadan tamamen kalkar ve yerine bilinç gelir. Bir arif zata atfedilir şu söz; “Perde açılsa imanım artmaz! ” Yani inancımda olan her şey, bilince çevrildi; perdeli iken inançta olan ne var ise perde kalktığında her şey ayan olduğundaki haliyle bilincimde var! İnanç ve bilinç örtüştüğünde inancın yerini bilinç alacak! Arifin hedefi de budur! İnancın illa dine dair olması da gerekmez; her hangi bir konudaki inanç da bilinçli kanaate döndüğünde o konudaki inanç kalkar bilinç yerini alır! “İnanma, bil! ” şeklinde özetlenebilir!
Din, inancın sistematiğidir! Soyut olan inancın somut olarak yansıtılmasıdır! “Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet” O halde, kişinin inancının sistematiği her kişiye göreceli olarak farklılık arz edebilir, etmeli! Herkesin inancını ifade etme pratiği farklı olabilir! Mesela; sevgilisine olan soyut aşkını yani inancını, somut ifade etmek için bazısı “Çiçek” alır, bazısı da çikolata! Tanrıya olan inancın da pratikte gösterilmesinin metotları tarihsel süreçte gelişti. İnancın pratiği olan dinler gelişti. Nasıl ki inanç geliştiğinde, yerini bilince bırakıyor! Dinler de yerini bir sonrakine terk ederek gelişmek durumunda kalıyor! Gelişen ve bilince dönüşen inançları karşılamak için dinde yenilenmeler kaçınılmaz olmuş! Bahsettiğim yenilenmeler yeni dinlerin ihdası yoksa “Reform” da yenilenmeye dair işletilmiş ama bu kapsama girmez!
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış