Duvara dönük sayıklamalardan şafakla uyanan gecem
Cıvıl cıvıl serçelerin sabah içen gözlerini açıyor karanlığa.
Taze sağılan süt içiyorum duvarlardan susuzluğum adına.
Tizden damlayan ağlamalar bölücü bir nitelik kazanıyor
Acıyan göz kapaklarımın ısrarla vazıh arayan bekleyişinde.
Sarı vecihelerden uzayan boyunlarla bölünüyor odam
Geçildik eskiten bir koşuda gönlüme konaklama arayarak
Biraz daha nefes ulaştırır belki mihman olarak doldurduğum boşluğa.
Çıraklığımda tanıdığım bütün insanların geçtiği çoraklıkta
Kaygısızca durup nükteli yazılar ekeceğim
Yorgunluk ezeceğim bir gece vardiyasında muhabbet için.
Hep umardım her günün başlangıcında güneşle yağan mağrur revnaklarda
Belki ruhum koca bir istasyondan serçelere çevrilmiş bahçelere dönüşecekti.
Kapılardan sızmış beyaz tavan altında bastırdığım gürültü kıvamındaki bakışlar,
Binlerce sağır kulak fırlatacaktı reva görülmüş kaynayan toprağa.
Sundurma altında güller yeşerten saksılarda nefes gibi korunan tohumlar,
Taze canlılık tarafından emilmiş bir coğrafyayı sunacaktı camlardan gördüklerime.
İnsanın içini ısıtan o kalabalık çeperinin haykırışıyla
Vuruldum haykıran gözlerden görünen bir gündüz hareketinde.
Kır bitkisi kokusunda biriken hayallerim kadardı bildiklerim.
Bastıran gecenin ardındaki tazeliğin güvencine dayanarak
Vuruldum kısa bir koşu bitiminin çıplak bir inlemeye dönüşümünde.
Yıkılışın tazeliğinden sesleniyorum eti dökülmüş kolların var gücüyle
Karşıma çıkan her yüz pazarcılar sabrına karışmış çokluktan figürlerdir.
Bunca zırıltı içinde kaygan kaynaşmalardan türeyen parçalara,
Şedit beklemeden doğan,dışlanmışlıktan beslenmiş tecimen karşıtlığına
Kaynayacak zaruri bir direnç yüklediğim zamanlardı sahra çarpması.
Kanıyorum solgun çehrelerin keskin yoklamasıyla ayaza girerek.
Titriyorum sabahın karanlığa açılan gözlerinin altında.
Betondan yığınlardan örtünsem diner mi üşümem?
Uğultular içinde yaşanmaktan utanmamıştım çocuksu bir çığlıktan önce.
Sonra minik bir elin sıcaklığını aradım tozlar içinde .
Büyük çabayla kırılsam ve sevdiklerime kanat olsam diyerek
Sesimin yetmesini bekledim çaresizliği yıkmak için çırpınana.
Keskin gözlerin gördüğü bir gökyüzü ufalandı ovalara
Karışan, kargaşalı atımlardan berrak bir suyun emilmesiydi
Keskin bakışların tez bir basirete doğru yayılmasına.
Çivilenen cılız naralardı çevik koşturmaların yetişmek tutkusunda.
Deyişler, duruşlar ve dövüşler harıl harıl sağdı inançları
Yetsin diye yoğun saplanan fikirlerin yığınlara buluşması.
Merhabar şiirlerime bakmaya ne dersiniz, buralar da yeniyim de yardımınıza biraz ihtiyacım var :)