Bir güvercin havalanır mapus damından,
Karizması çizilir tebessümün dudaklarımdan,
Bir macera başlar kabilin baltasından
Tek onur kaynağım ürkütülmüş bir korku.
Çıkar devlerle mahşer korkularından.
İmtiyazlı bir ay saplanır karanlığa,
Kaf dağında oturur sükûtu hayalin sultanları,
Kulağımda kabir taşları kentin kandillerinden,
Ey kutlu şafak ihtirastan gömleğini yak,
Bütün gamlarını boşalt bir ırmak gibi,
Ben cömertliğimi eksilten
Eşeklerle tamamlıyorum hesabımı,
Çarpışarak
Kertenkelelerle sıvanmış duvarlarla
Şimdi değirmenlerde keder öğütüyorum
Şirin dimağlara
Kalbin pusulasında paslanmış güneş,
Hüzünlere kurulu zaman saati.
Varlık hiç büyümemiş bebek
Say-ki ab-ı hayat uçurumların ucunda Şems,
Kovulmadığımız kent mi kaldı Mansur iklimlerinde
Her yer Kerbela, yüzümüze ağ ören örümcek,
İçeri giremezler gönül mihrabında O
Ne korku, ne heyecan ne panik Zühre de
Tur dağında ellerim, Hicret vazgeçilmezim.
Zemheri soğuğunda bölündü uykularım,
Her yer zulmet fırtınası, her yer kan,
Korkudan evler inşa ettik kadırga akşamlarına,
Nokta koyamadık dikta kahkahalarına.
Şimdi otobüs duraklarında, yada çocukların geniş parklarında
Oturup bir garip şiirler yazıyoruz failsiz fiilsiz müsvette algılarına,
Duyarsızlığımızın.
Kayıt Tarihi : 20.12.2008 20:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Özlemiştim sizin derin ve zengin dizelerinizi...
Kutluyorum saygı ile ...
TÜM YORUMLAR (2)