İMKANSIZIM 2
tadı damaktan firari bir korkuydu seni yudum yudum sevmek,
pamuklu şekerin ardından içilen
su misali...
işte onun içindi;
hep susuz kaldığım...
o yüzdendi,
damağımın,
dilimin suya rest çekişleri...
ılgıt ılgıt nefesin kah yüzümde dolansın;
kah içime dolsun isterken;
işte o yüzdendi
nefesinden;
samyeli vurgununa maruz çatlak dudaklarımın
onmaz yaralara merhemi reddi...
bir kaybetme korku imaresinden başka neydiki
elin elimdeyken
avcumdaki ter pınarlarının
cağıl cağıl coşkusu...
hep yarım yarım,
hep kaş altı,
ve;
hep kaçamak ışmarlı bakışların kurbanı,
değil miydi yüreklerimizin gözbebeklerindeki
ölümüne dansı...
görmeden sevmenin
kutsallığı,
dokunmadan hissetmenin
ulviyeti,
koklamadan aşkın ser/hoşluğu,
bizimkinden gayrı;
"hangi sevdanın harcı yâr..."
bizde nazar var.
sana şiddet sayarken kirli sakalımın batma ihtimalini
ve
gamzene zülfünün vuruşunu;
heyhaaat!!!
nasılda kıydık gülümsemelere... bu biz miyiz?
kimbilir
belki mesafeler intikam aldı
deli sevdamızdan...
gözden ırak gönülden ırak misali.
belki de;
çok sevmenin hışımına uğradık yâr...
imkansız bir aşkın gök gürültüleriydi sanırım bizi
korkutan...
beraber ıslanmak varken aynı yağmurlarda;
aynı şimşekler ışığında vuslatı aramak varken elele....
biz,
hicranı seçtik,
yazık.
şimdi sağ yanıma bir sancı vuruyor.
sanırım
bezesi diğer yanda...
sen nasılsın imkan/sızım?
Nerdesin?
Erdem GÜMÜŞ (KUL FİGANİ)
05.07.2015
Kayıt Tarihi : 15.1.2018 01:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!