Acaba sen neresindesin bu şehrin?
Aynı şehirde birbirinden habersiz,
Senin adımlarını saydım yaşadığın sokakta,
Kaç numaralı ev senin, kaçıncı caddede
Şu kahve içtiğim kafeye hiç düştü mü yolun,
Şu dükkâna girdin mi mesela,
Ben A sokağından geçerken
Sen B sokağında mısın?
Ya da az önce, yani benden az önce
Geçmiş olabilir misin buradan?
Bu şehirde yaşamaya başlamam
Hiç geçti mi aklının ucundan?
Engeller olmasaydı arar bulur muydun beni,
Yoksa yâdına kırk yılda bir düşen
Bir eski zaman masalı mı oldu seni seven?
Senin sevdiğin ben,
Senin severek elinin tersiyle ittiğin ben…
Benim elimin tersiyle değil de
Mantığımın tersine ittiğim sen…
İmkânsız masalım!
Aynı şehirdeyiz, aynı şehirde
Ama aynı şekilde değil.
Sen, bulunduğun kabın şeklini alan su,
Ben, yıkadığın eldeki sabun gibi kaygan…
Sen, bana göre çocuk,
Ben, sana göre beş kat büyük kaftan…
Masalım, uyandık evvel zaman içinde,
Öyle imkânsız işte, kalbur saman içinde…
Gökten üç elma düşmüş de
Onlar muradına erememiş.
Herkes çıkmış kerevetine,
Biz inmişiz aynı şehirde
Farklı duraklarda.
Farklı dudaklarda son bulmuş adımız.
Develer tellal iken,
Pireler berber iken,
Aşkla dolu yüreğimizle aşksız
Mışıl mışıl uyumuşuz.
E masalım eee ee e…
Kayıt Tarihi : 16.7.2023 00:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!