İmkansız Bir Aşk Destanı Şiiri - Leyla Bay

Leyla Bay
118

ŞİİR


27

TAKİPÇİ

İmkansız Bir Aşk Destanı

İmkansız Bir Aşk Destanı

Deli yağmurların esir aldığı yürek şehrimde,
Hasret fistanıyla ıslanan gözlerim,
Ayak izlerini arıyor yüreğinin...
Sesi kısılmış rüzgarlar eşlik ediyor aynı hikâyeye...
Bir yandan arıyor ,bir yandan da,
Kirpiklerimden düşen kangren sancıları yüreğime yamalıyorum...
Yokluğunu asıyorum dua dua gözlerime,
Tükenince seni bulmak umudu,
Damla damla akıp, düşmek,kaybolmak istiyorum isimsiz caddelere...
Kapanmaya yüz tutmuş yokluğunu,tekrar tekrar kanatıp,
Devirme sensiz de atan kalbimin üzerine...

Giderken bir yudum gülüşünü kapatıyorum hayallerime,
Çünkü, hayallerine gülümsemiştin yerli yersiz,
Vakitli vakitsiz zamanlarda...
Şimdi anlıyorum, meğer hayallerime değil,
İnanmadığın aşk hâllerime gülmüşsün...
Şimdi o gülüşün siyah-beyaz tozlu raflar arasında can çekişiyor...
Nasıl kıydın bize,
O kadar yakınken,el gibi nasıl baktın sevgimize...
Bir kağıt,bir kaleme nasıl mahkum ettin beni,
Geriye müebbet bir yas bırakıp,
Bir kağıt mendile, nasıl kurban verdin gözlerimi...

Her yazdığım şiirin satır aralarına,
Katık eyledim tel tel gözyaşlarımı...
Ben ;
mısra mısra,hece hece sana yanarken,
Sen ;
geç kalmışlığımla vurdun,
Kanayan, ağlayan yıllarımı yüzüme...

Yokluğuna yazdığım şiiirlere şiir deme ne olur,
Roman olsa biterdi,
Hikâye olsa unutulurdu,
Masal olsa avuturdu...
Ahhh sevgili yokluğuna bir aşk destanı bu,
Hem de "Manas'ı , Odysseia'yı ve İlyada 'yı" aratmayacak uzun bir destan...

Olur da yazdığım destansı şiirler üzerse seni,
Ya da susmalarım acıtırsa ruhunu,
Yaşarken ölmelerim hediyem olsun sana...
Bol keseden harca ölümsüz ölmelerimi,
Harca,bilmem kaç canlı ruhumu...
Harca, hatıralarımı,
Harca, miras bıraktığım,sana ait olan,fakat sayısı belli olmayan bereketli aşkımı...

Ben hep sustum yokluğunda,
Sense hep konuşup durdun kafamın içinde,
Şimdi sen sus...sus ne olur,
Daha fazla kanamasın,kan kaybetmesin ismim dudaklarında...
Sus , sus ne olur...susta solgun dudaklarına gömme,yorgun ismimi...
Sus...sus ne olur...susta yazmasın kalemim, yanmasın artık masum harfler,
Kanamasın günahsız,beyez kalpli defterler...

Şiirlerimden düşen fakir kelimeleri,
Şehrinin eskicilerine bedavadan verirken gördüm seni.
Ben sana kanarken,
Ben sana susarken,
Sen hep,
Yalnızlığıma sustun, yokluğuma sustun, yok olmama sustun...
"Gitme" kelimesini tüm lügatlardan çalıp,
Yokluğunun tütsüsünü sürdün dudaklarıma...

Ardından vedasız bir elvedayı giyinip,
Hece hece, mısra mısra yokluğunu ördüm kayıp yılların üzerine...
Ne vakit eseceği belli olmayan
Mevsimsiz fırtınaların koynuna girip
Terk etmek zorunda bırakıldım seni.
kimselerin bilmediği ismini
Sol yanımın en sırlı yerinde "can" diye taşıyorum...
Ve sen, canımın gizlisinde giz olan can ...bunu hiçbir zaman bilmeyeceksin onu da biliyorum..

Şimdi ömürlük bir nadasa bıraktım,
Gözlerime sürdüğün gülüşlerini,
Gözlerinin kıyısında tutuşturuyorum, yakıyorum tüm muştularını...
Açık denizlerdeki yelkenliler kadar özgürsün artık,
Kanatlarını açıp uçabilirsin, aşabilirsin istersen tüm bentleri,
Göçebilirsin hatıralarımdan...
Merak etme beddua etmem ardından,
Kendimi aşağılar seni yüceltirim,
Hiç de koymaz bu bana bilirsin...
Zaten hep öyle olmadı mı,
Hep kendimi öldürüp, seni yaşatmadım mı...

Payıma sevmeler düşmedi mi hep,
Sevilmeler ne haddime benim,
Zaten kaybedenler listesinin en başına da adım yazılmamış mıydı...
"Kaybedenler" dedim, çünkü sen ve beni elele tutuşturup,
kalbinden kovmamış mıydın sevgili...
Ben ayrılığın elini tutmak istemedim hiç,
Ayrılığın elini ellerime bağlayıp gönderen sen değil miydin...
Bir bilsen ne zor oluyor ayrılıkla diz dize yaşamak,
Ne zor her an ayrılıkla göz göze bakışmak...

Cüce cüce mutluluklardan,
Dev yetinmelere razı olan kalbime,
"ömrüm" isimli bir kelime armağan edip,
kalbimle-kalbin arasına,
"zaman" denen,
acımasız bir duvar ördün.
Şimdi,kimsenin duymadığı bir feryatla,
Avazım çıktığı kadar bağırıyorum sağır gecelere...
Sen,
sabahın aydınlığına merhaba derken,
Ben,
gecenin üçünü,çoğu zaman beşini,
mevsimi değişmeyen uykusuz ve ağlak gözlerimle karşıladım.
Sesin kulağıma değmediğinden bu yana,
Sıcaklığın örtmedi hiç,
Buz tutmuş kirpiklerimi.
Duysan,ısıtır mıydın sesinle üşüyen gözlerimi...

Hatıraların gözyaşlarımda boğup boğup diriltse de beni her gün,
Yokluğunda bile yoluna kurban edeceğim bir canım var hâlâ,
Hayalin kirpiklerimin ucunda,
Adın dudaklarımda,
Sevdan kalbimde,
Acin da ruhumda hep yaşayacak...
Hadi göm beni zamana,
Öyle bir unut ki,gerek kalmasın tekrar tekrar hatırlamana...

Tüm isyanımı yürek kabıma döküp,
Şöyle bir köşede dizlerimi büküp,
Seni sensizken de sevip,
Sessizliğine de şöyle yürekten bir sövüp,
Nefes aldığın ve yanımda olmadığını da bildiğim bu dünyadan çekip gitmek istiyorum...
Kesilsin artık nefesim,
Aşk diye atmasın artık göğüs kafesim,
Azrail in son kıyağı olsun bana, tek gidişlik biletim...

Ağlayan gök, kimsesiz kaldırımların kalbine ,
ölüşümü ilan ediyor karış karış,
Bir veda heybesine bıraktığım gülüşlerim,
Kimliksiz bir sonbahara yenik düşüyor...
Her baktığım ayna tam kalbinden vuruluyor...
Devrilmeye meyilli yorgun duvarlar,
benden de yorgun çıktı ,üzerime üzerime yıkılıyor...
Çatlak bir çerçeveden bakan silik fotoğraflarım,
Âma gözlerimde kördüğüm,
gördüğüm kadar değil,
göremediğim kadar,
çözemediğim kadar kördüğüm...
Bir zamanlar notalarla atan yüreğim,
Şimdi kör bir bıçağın musallasında yatıyor,
Mekânı Cennet kalbimin,
Ömrü uzun olsun failinin...

Leyla Bay
Kayıt Tarihi : 20.9.2024 14:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Orhan Erdoğan
    Orhan Erdoğan

    BİLGİ VE BECERİSİNİN BİRLEŞEREK ÜRETTİĞİ ÇOK GÜZEL ŞİİRİNİ, ŞİİR TADI ALARAK OKUDUM. KUTLARIM. ÜRETKENLİĞİNİN ARTMASI UMUDUYLA GÜZELLİKLERE .

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)