ben şair değilim
kelimelerle deniz üstü yürüyen
her gezgin anlar beni
ben şair değilim dedim
yine de
şiiri soruyorlar benden
imge diyorlar
ölçü arıyorlar balyoz vuruşlarımda
kapkaraladığım her mısrada
dört parça edip yüreğimi
SİBKE’ ye mıhlayarak her birini
kalbimden kan çekerek kalemime
selamlıyorum şafaklarda dalgaları
platonik
yeniden sonra yineden
kurşun sözlerin desteksiz cephesinde
tüysiklet cümlelerimin
imgesizliğine bakmadan
kapanan her tül perdeden sonra
karalanmış
bir saman kağıt gibi inandığımı
buruşturmadan
yersiz ve zamansız kaygılarla
Fuzuli’ye, Necip Fazıl’a…
Yavuz’a rağmen
çiziyorum çerçevelerimi
imgesiz…
ben şair değilim dedim
şair ben değil
kaygı güder şairler
iki karton arasında
kaygı değil benim işim
dört parça yüreğim/bıraktığım
al mürekkebimin çat ayazında
çıt kırılan dört parça cümlelerim
hangi iki kapak arasına sığar bu şiir
hangi işgüzarın heidelbergi
yağlı mürekkep kokutur sözlerimi
ben şair değilim dedim
şair ben değil
ben şairin değili.
(Yıldızeli -1997)
Kayıt Tarihi : 15.10.2005 00:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sivas,Bolu, Kayseri, Erzincan (SİBKE) için...
Hani 'açım diyenden değil de, tokum diyenden korkacaksın' der ya özdeyişimiz... Başka bir deyişle; yemem diyen sofra kurutur, oturmam diyen minder çürütür diye de denir ya...
Şiir de o hesap sanırım...
Hem 'tüy siklet', hem de 'balyozla vuruyor' mısralara.. Hem şair değilim ben diyor, hem de şiire 'bağdaş kurdurtmaya' özeniyor...
Daha ne olsun Sn. Ayhan Yılmaz? Yazanlar 'imge deliğinden' geçmiyor ya...
Kutlarım şiiri ve sizi........
TÜM YORUMLAR (2)