_________________gürbüz ve bülent'e
fırkıtma bi kadının çığlığı gibidir hayat
bel ve rutubet kokan biteviye odalarda atılan
ve çakmakla ısıtılan bi termometrenin
içindeki cıva gibi akıp gider
gözlerimizin önünden
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
'vapurlara yarenlik eden martıların
bu yolculuğa simit yüzünden katlandığını ' demişsin aklıma benim bir şiirdeki şu kısım geldi paylaşmak istedim
35.
çıkarın maskelerinizi martılar!
uçmazsınız bir vapurun ardından
simitsever olmasam bu kadar
kurtarıp bir çağın enkazından
atıyorum size bir parça
bir maskenin altına kaç yüz sığabilirse
yalnızlığımı atıyorum yüzlerinize
kırıntılarım kala/balıklara...
levent sayım.
çok şair var bu şiirin içinde
sunay akın 'a benziyor şiirdeki konuşma şeklin,ayrıca içinde can yücel de var bu harmanın.güzel diyorum sadece.
De lerime karıştı birisi
tekini kaybettiğim çorabım gibi
(ki senden kalan tek tebessümdür bana
kırmızı tavşanın gülümseyişi)
ayrı düşsünler istemedim
inatla kaynaştırdım
arkadaş da inatçı bilirim
yine uyaracak beni
ama bak hepsi ayrı şimdi
aralarına tellerle sınırlar koyulan komşu köyler gibi..
İmam'ın dediğini yap yaptığını yapma öyle mi Mehmet... olur :))
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta