İmam Ve Mezarcı da Şiiri - Uğur Musab Şahin

Uğur Musab Şahin
2914

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

İmam Ve Mezarcı da

Ey! Mezar komşum, bana misafir gelsene.
Ciğerlerim kuruyor, bir damla su versene.
Kabrim de çok soğuk, kemiklerim üşüyor.
Uçkur mu çürüdü, kefenim neden düşüyor?
Gece mi gündüz mü, kabrim hala karanlık.
Bazen bir ziyaretçi, güneş kadar aydınlık
Komşularım artıyor mu? Taşınan taşınana.
Mezarlıkta yer kalmadı, kapışan kapışana.
Ne bu toprak hırsı, hamur ve mayasından
Hala medet umarlar, ölen vekil dayısından.
İmam ve mezarcı, hala haraç peşinde mi?
İbret almak şöyle dursun, sebebi dişinde mi?.
Kabir, kefen, naylon, beton,toprak para
Zavallı meftunlar, kabirde düşmüş dara
2018

Ne “cak cak” kadın, ne “şak şak” alkış
Ne “cik cik” kuş, ne “hav hav” it sesi.
Ne sabahın köründe, horoz ötüşü
Ne akşamın darında, poyrazda üşü.
Ne çizi çizi yağmur, ne lapa lapa kar.
Ne tık tık damlayan su, ne susayan var.
Ne zır zır çalan zil, ne vız vız uçan sinek
Hepsi mazide kaldı, son durakta inek.
2018

Yaşlılık, bahar gelmeyecek kış gibi
Zirve yada etekleri karlı, bağrı harlı
Kör kuyunun, yosun tutmuşken dibi.
Sözünde kararlı, onurlu hatta Ar’lı
Kimilerine göre aksidir, kaba saba
Kimine göre de, şefkati aşkı abide
Kursağı darlı, her biri de ana baba.
Ya tatlı nine, ya da tonton dede.
Ve yolun, yolcun ve yolculuğun bir
İlk balayı, son beraberlik bu kabir.
Ayrı mezar, aynı mezarlık ve iki taş
Ten fanidir ruh ebedi, düşen baş
2018

Kimi “iyi ki varsın”, kimi “canı cehenneme” der.
Ver coşkuyla mehteri, kim ne derse desin ver.
2018

Refah Cumhuriyeti, fakirlik diktatörlüğü yıkar.
Bir ülkede mahkûmlar suçsuzsa, kıyamet kopar
Bildiğiyle hükmedenin, bilmediği zulmü olur.
Adalet tecelli etmiyorsa, hâkimler de suçludur.
2010

Nice aç köpek gördüm, kuyruğu dik,
Havlamaya hevesli, huyu bozuk enik.
Dişleri saklıdır, ısırmaya fırsat ararlar
“Isırmak” her köpeğin tabiatında var.
Delmedik fırın, yemedik taş kalmamış.
Bulduysa yemiş, bulamadıysa çalmış.
Bazen öyle uysaldır ki, şaşar kalırsın.
Kendinden utanır, bir çuval kemik alırsın.
Kemiklerin başında da, bir birbirini yerler.
Sonra “ben yemedim, ötekiler yedi” derler.
Nankörlükte sınır tanımaz, sabrı sınarlar.
Bu nankörler gibi ne köpek, ne çakal var.
2018

Başını dik tut, ama dik başlı olma
Kaldır başını, düzene başkaldırma
Gerekirse başa dön, baş döndürme
Başa baş ol, balık gibi baştan kokma.
Baş çeker ol, ama başı çeken olma.
İşe başvur, lakin başını taşa vurma
Başına iş alıp, başının etini yeme
“Baş belası, başa baş dişe diş” deme
Başını kuma sokma, en baştan söyle,
Başın belaya girmesin, baş ağrıtmasın.
Baş belası olma ki, sır başını almasın.
2018

İlla bedevileri sevmek zorunda değilim,
Araplara değildir, Türklere benim meylim.
Musa Yahudi diye, zalim kavmi sevemem
“Arap dil ve kültürüne, din-i İslam” diyemem
Uydurma kanunları, hala şeriat sanılmakta
Düzmece fetvaları, hadislerle anılmakta
Korkaklık ve tembellik, ruhlarını fethi etmiş.
Çölde ilkel yaşamları, sünnetlerle özdeşmiş.
Krallar Karun kadar zengin, zulümleri aynı.
Halkı aç ve sefil, hani nerde Arap baharı?
Petrol ve Kâbe olmasa, açlıktan sürünürler.
Paramparça olurlar, kabileler bölünürler.
İngiliz’in köpeğidir, Amerikan uşağı
Türkleri arkadan vurdu, bir önceki kuşağı.
2018

Öce babamın çocuğu,
Çocuğumun babasıyım.
Sonra, babamın babası,
Çocuğumun çocuğuyum.
Yani dedemin torunu,
Torunumun dedesiyim.
Zira dedemin dedesi
Torunumun tortusuyum.
2015

Sözünü düz, diz de söyle.
Yürekte süz, yüzene söyle.
Sesini alçalt, bağırma öyle
Sözün bir mana kazansın.
2019

Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 30.11.2018 15:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Uğur Musab Şahin