(İslâm ilim adamı – 00)
İmâm-ı RABBÂNİ (RA)
H.D. 971-1563 – H. Ö. 1034/1624
Hicri ikinci bin yılın müceddidi
Hindistan’da doğan güneş
Doğum tarihi, hicri dokuz yüz yetmiş bir,
Ahmed bin Abdülehad bin Zeynelabidin
Adı olup, İmâm-ı Rabbâni bilinir,
“Bedreddin” lakaplıdır İmâm-ı Rabbâni’m.
Babası ve dedesi de zamanın alimi,
Abdülehad Efendi’dir babasının ismi,
Ahmed, babasından öğrenmiştir ilk ilmi,
Müslümanların gönül tacıdır Serhendi’m.
Abdülehad Efendi’nin güzel oğludur,
O, Hindistan’ın Serhend ilinde doğmuştur,
Tasavvuf yolunun son durağı olmuştur,
“Müceddid-i Elf-i Sani” denir Ahmed-i’m.
Abdülehad Efendi, zamanının kutbu,
Oğlu Ahmed, ondan öğrendi doğru yolu,
Kutlu bir silsiledir, onun güzel soyu,
Hazret-i Ömer’in soyundandır Farûkî’m.
Çocukluk yıllarında hastalık geçirmişti,
*Şah Kemâl Kadiri, onun için duâ etti,
Ondaki nuru görüp, onun öptü elini,
Geylani’nin de nûruna gark olur Ahmed-i’m.
Küçük yaşta Kur’ân-ı Kerim’i ezberledi,
Sesi güzel olup, bülbül gibi inlerdi,
Zamanın âlimlerinden ilim öğrendi,
Künyesi “Ebü’l-Berekât” olan Rabbâni’m.
Mevlânâ Kemâleddin Keşmiri’ye gitti,
Onun hizmetine girip ilim öğrendi,
Hocasıdır Abdülhakim-i Siyakûti,
Resûl yolunun hizmetkârıdır Farûkî’m.
Şeyh Yâkûb-i Keşmiri’nin hizmetine varmış,
Kâdı Behlûl-i Bedahşi’den icazet almış,
On yedisinde tahsilini tamamlamış,
Müslümanların gönül tacıdır Rabbâni’m.
Her tarikin pirinden yolunu öğrenir,
On sekizinde talebeler yetiştirir,
Pek çok eserini bu dönemlerde verir,
Âlimlerin gözbebeği denir Farûkî’m.
Nakşibend yolu aşkıyla yanmaya başlar,
Evini doldurur bu yoldaki kitaplar,
Bir dönem hac için Serhen’ten yola çıkar,
Muhammed yolunun hizmetkârıdır Serhendi’m.
Delhi’den Muhammed Bâki-Billâh çağırmış,
Ondan tarik yolu için öğütler almış,
Onu Ahrariyye yolu aşkı kaplamış,
Ariflerin ışığıdır İmâm-ı Rabbâni’m.
Kâbe’ye gitmeyip, sahibini istedi,
Muhammed Bâki-Billâh’tan ilim öğrendi,
Bu mübarek kişiden aldı icazeti
Denilir İslâm’ın bekçisidir Serhendi’m.
*Tarik’te her daim derecesi yükselmiş,
Dünyanın çok yerinden talebeler gelmiş,
Din adına yazılanı hep ezberlemiş,
Alimler soyundan gelmektedir Farûkî’m.
Padişahlar ve sultanlar öğüt istermiş,
Onları mektuplar ile bilgilendirmiş,
Hakkında da pek çok methiyeler dizilmiş,
Âlimler âlimidir Şeyh Ahmed-i Farûkî’m.
Muhammed Bâki-Billâh’ın talebesidir,
Hocasına bağlılıkta ender biridir,
Uzaktayken bile ona halin bildirir,
İl il gezip irşad eder İmâm-ı Rabbâni’m.
Rabbâni demek; “Rabbâni ilim” demektir,
Hz. Ömer’den dolayı “Farûki” denmiştir,
İkinci bin yılın yenileyicisidir,
Arifler ışığıdır İmâm-ı Rabbâni’m.
Bir zaman Lahor ilinde irşad etmişti,
Lahor halkı da bunu ganimet bilmişti,
Pek çok âlim sohbet halkasında yetişti,
Her meseleye çözüm sunmuştur Ahmed-i’m.
O, Lahor da iken, hocası vefat etmiş,
Lahor’dan çıkarak hemen Delhi’ye gelmiş,
Hocasının yerine geçerek ders vermiş,
İlim-irfan ocağıdır İmâm-ı Rabbâni’m.
Serhend diyarında halk sohbete susamış,
Rabbâni de mecburen Serhend’e ulaşmış,
Kadiri tarikine de gönlünü açmış,
Her yolun üstadı sayılır Şeyh Ahmed-i’m.
Benzeri az yetişen mürşid-i kâmildir,
İslâm dünyasında müstesna bir yerdedir,
Sapkın fikirlerle mücadele etmiştir,
İkinci bin yılın nuru denir Rabbâni’m.
Ehl-i Sünnet itikâdı üzere gitmiş,
Sapık kimseler çok defa iftira etmiş,
Ehl-i Sünnet düşmanından eziyet çekmiş,
Din aşkıyla düşman dize gelir Rabbâni’m.
Tarikler arasında ihtilafı yok etmiş,
Ona birleştiren manasında “Sıla” denmiş,
O ki; ilmiyle amil yürekli biriymiş,
Âlimler âlimi denir Şeyh Ahmed-i Farûkî’m.
Cihangir Han’a onu kötü anlattılar,
Güzel imâma pek çok iftira attılar,
Sultan emriyle “Guwalyar”a kapattılar,
Zindanda da nur saçar İmâm-ı Rabbâni’m.
İsyana kalkar, imâmın öğrencileri,
Gönül yoluyla vazgeçirmiş yiğitleri,
Zalim sultana bile dualar etmişti,
Zalimi imana davet eder Serhendi’m.
İmâm, zindanda pek çok makama kavuşmuş,
Sultan yaptığına pişman olup üzülmüş,
Hapisten çıkarıp sadık bir dostu olmuş,
*Yusufiyye’de bile nur saçar Farûkî’m.
Bid’atleri temizleyip hak yolu sevdirdi,
“İslâm hükümlerinde ihtilaf yoktur” dedi,
Böylece *“Müceddid-i Elf-i Sani” denildi,
Denilir İslâm’ın bekçisidir Serhendi’m.
Hicri bin otuz dört yılında vefat etti,
Vefatında ise atmış üçünde idi,
*“Gasl” anında ellerini birleştirmişti,
Ariflerin ışığıdır İmâm-ı Rabbâni’m.
Muhammed Said ve Muhammed Sadık oğludur,
Onlarda babalarının yolunda olmuştur,
O güzel yolda yürümek bir mutluluktur,
Selam olsun sana Şeyh Ahmed-i Farûkî’m.
Pek çok ölmez eserler bıraktı bizlere,
“Mektubat” ufuklar açmakta gönüllere,
Hazineler gizlidir her sahifelerinde,
Okuyup amel etmek gerekir yiğidim.
Silsile-i Aliyye’nin yirmi üçüncüsü,
Onunla hayat bulmakta hayat ülküsü,
Muhammed-i yolda hakikatin ölçüsü,
Rabbâni ilmi baş tacı etmeli yiğidim.
Renk, dil, ve mezhep ayrımları yapmayalım,
Gök kubbe altında insanca yaşayalım,
Âlimlere, ariflere taş atmayalım,
Onlar hedefe götüren rehberdir yiğidim.
Hindistan’da doğmuş Rabbâni nuru,
Sünnet-i Seniyye’nin güzel yolu,
Bin yılın Müceddid-i nur dolu,
Hak yolda olanlara selam olsun...
* Şah Kemâl Kihteli Kadiri; Abdülkadir-i Geylani’nin yolunun büyüklerindendir.
* Tarik: Tarikat, tasavvuf yolu.
* Yusufiyye: Zindan, hapishane.
* Müceddid-i Elf-i Sani: Müctehidlerin en üstünü, ikinci bin yılın din adına yenileyicisi.
* Gasl: Ölen bir kişinin yıkanması.
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan
Abdullah Yaşar ErdoğanKayıt Tarihi : 19.1.2007 14:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ne kadar azdır övülse
çağı O'nun sayesinde köprü oldu
çağımızla Asrı Saadet arasında
böyle güzel bir çalışmayı bize sunduğun için Allah razı olsun senden.. Tebrikler teşekkürler..
ALLAHIMONLARIN AŞKIN ALLAH AŞKINI BİZLEREDE VERSİN
TÜM YORUMLAR (3)