İmam-ı Azam Ebû Hanife (RA)

Abdullah Yaşar Erdoğan
516

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

İmam-ı Azam Ebû Hanife (RA)

İMAM-I ÂZAM EBU HANİFE (RA)
(H. 150 yılında şehid edildi)

Hicri seksen yılında Kûfe’de doğmuştu,
Adı; Numân bin Sâbit bin Zevta konmuştu,
İmam Âzam (Büyük İmam) lakabı oldu,
Ebû Hanife künyesi olan İmam’ım.

Dedesi Zûta olup, azadlı köleydi,
Ali devrinde Kabil’den Kûfe’ye geldi,
Zûta oğlu Sâbit, ticaret işindeydi,
Müslüman ülkesinde büyüyen İmam’ım.

Numân, küçük yaşında Kur’ân-ı hıfzetti,
Hocası; Hammâd bin Ebi Süleyman idi,
İbrahim en-Nehai’den fıkıh öğrendi,
Pek çok âlimden ders alan Büyük İmam’ım.

O, ilmin yanında ticaretle uğraşmış,
Kazancını talebelerine harcarmış,
İmam, bağımsız bir ilim merkez açmış,
Hz. Ebû Bekir’e özenen Büyük İmam’ım.

Edebiyat, sarf ve nahiv, şiir bilirdi,
Malı satarken çürük malını vermezdi,
İnsanları kandıranı asla sevmedi,
Helal rızık peşinde olandı İmam’ım.

Zeyd bin Ali’ye zımmen bey’at’ta bulunmuş,
Emevi ve Abbasiler rahatsız olmuş,
Yanlışlara karşı, daim doğruyu sunmuş,
Ehl-i Beyt’e sevdalı olandı İmam’ım.

Emevi döneminde yanlış valiler var,
Halifeler adına yanlışlıklar yapar,
Ulemalar ki; baskı altında kalmışlar,
Bunlardan biri olan İmam-ı Âzam’ım.

Emeviler Resûl soyuna yanlış yapmış,
İktidar uğruna masum kanı akıtmış,
İmam, haksız tutumlara hep karşı çıkmış,
Emeviler’i sevmeyen Büyük İmam’ım.

Kûfe’ye vali Ebu Hübeyre atandı,
Bu kişi, heybetli ve gaddar bir adamdı,
Fukahayı devlet hizmetine topladı,
Vali davetine gitmeyendi İmam’ım.

Hilafet; Peygamber neslinde olsun demiş,
Abbasiler Peygamber neslinde gelirmiş,
İmam, Abbasileri bundan desteklemiş,
Resûl soyuna ihanet vardır İmam’ım.

Vali, İmam’a üstün mevki teklif etti,
“Görevi kabul etmezse döverim” dedi,
Âlimlerin hepsini İmam’a gönderdi,
“Zulme ortak olmam” diyen Büyük İmam’ım.

Vali Ebu Hübeyre, İmam’ı hapseder,
İmam’ı bizzat zindanda kendisi döver,
Cellad; “Bu adam işkenceden ölecek” der,
Cellad bile insaflıdır Büyük İmam’ım.

Yeniden düşünmesi için serbest oldu,
Vali O’ndan “Evet” cevabı bekliyordu,
İmam, bu arada kaçmaya fırsat buldu,
Mekke’ye sığınmış olan Büyük İmam’ım.

İmam, Beytullah’ta altı yıl kadar kalmış,
İlim irfanını Mekke halkına yaymış,
Bu esnada Emeviler devri kapanmış,
Kûfe’ye dönüp ders veren Büyük İmam’ım.

Abbasilerden Halife Mansur baş imam,
İmam-ı Âzam’ın güveni ona tamam,
Abbasiler gelirdi, Muhammed soyundan,
“Kutlu yolda olacaklar” diyen İmam’ım.

Ümitler, kısa zamanda boşa çıktı,
Abbasiler, Ali soyuna cephe aldı,
İmam-ı Âzam, Ali aşkına yanardı,
İktidar hırsı kişilik yıkar İmam’ım.

Abdullah bin Hasan, İmam’ın hocasıdır,
O, Abbasiler’e karşı ayaklanmıştır,
İmam Malik’te isyana destek yapmıştır,
Doğrular yanında olan Büyük İmam’ım.

Halife Mansur, isyanı şiddetle vurmuş,
Abdullah’ı da tutuklayıp hapse koymuş,
İki oğlu da yakalanıp öldürülmüş,
İmam Malik işkence görmüştür İmam’ım.

Halife Cafer Mansur, İmam’dan çekinir,
O’nun Kûfe’de çok sevildiğini bilir,
O’nu denemek için kadılık verilir,
Devlet görevini istemeyen İmam’ım.

İmam, Bağdat inşaatında görev alır,
Halife gözetimi altına almıştır,
Ali soyuna eza-cefa da artmıştır,
Kıskançlık arşa kadar yükselir İmam’ım.

O’nun yüksekliğini çekemediler,
İmam-ı Âzam hakkında kötü dediler,
Halifeyi İmam’a karşı gösterdiler,
Fetva vermesi de yasaklanan İmam’ım.

İmam, hatalı olan fetvaya karşıydı,
Kûfe Kadısı’nı bunun için uyarmıştı,
Halife Mansur’u intikam hırsı bastı,
İman ve ahlakı yüksek olan İmam’ım.

Halife Mansur, sinsi planlar peşindeydi,
O’na Devlet Başkadılığı teklif etti,
Mansur’un derdi, kendini benimsetmekti,
Hediyeleri kabul etmeyen İmam’ım.

İmam der ki: “ Bu makama layık değilim,
Doğru karar vermelidir, kadı dediğin,
Yok, sana doğruyu diyecek cesaretim,
Benim gönlüm razı değil.” diyen İmam’ım.

“Hediyeye gelince; değil onlar senin,
Gönderdiklerin ümmetin malıdır bilin,
Bil ki; ben, devlet işine layık değilim.”
Doğruları haykırıp söyleyen İmam’ım.

“Sen bu işe layıksın deyip durdun bana,
Yalan söylediğimi haykırdın suratıma,
Yalancıdan hiçbir zaman fayda yok sana,
Kadı olmaz yalancıdan.” diyen İmam’ım.

Halife Mansur, Büyük İmam’a kızmıştı,
Bir bahane bularak O’nu hapse attı,
İmam’a günde yüz on kırbaç ceza vardı,
İşkenceler altında ezilen İmam’ım.

O güzel beden, işkencelerle ezildi,
Bir rivayette denir ki; zehirletildi,
Mü’min’im diyen biri, O’nu şehid etti,
Selam olsun sana ey İmam-ı Âzam’ım.

O güzel, müctehid ve fıkıh alimiydi,
Hanefi Mezhebi’nin İmamı bilindi,
İmam, Bağdat’ta Hayruzan’a defnedildi,
Yetmişinde Şehid olan Büyük İmam’ım.

Hanefi Mezhebi’nin kurucusu denir,
O, büyük kamet İmam’ı diye bilinir,
Beş yüz bin meselenin hükmünü bilmiştir,
Dört bin fetva verendi İmam-ı Âzam’ım.

İslâm! Yıkılmaz dışardan ve de içerden,
İslâm özü, oluşmuş Hak’ın kudretinden,
Sen kork! Dünyaya tapan Beşer-i Adem’den,
Cenab-ı Allah, dinin sahibi yiğidim.

Her Firavun’un, bir Musa’sı hep olacak,
Mansur ile İmam, mahşerde buluşacak,
Biliniz ki; herkes ettiğini bulacak,
Er mertliği, zalim zulmüyledir yiğidim.

Onca eziyet içinde Hakk’la olmalı,
Allah yolunda doğruları anlatmalı,
Büyük İmam gibi, şehadete varmalı,
Doğru olanlar hep kazanacak yiğidim.

Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan

Abdullah Yaşar Erdoğan
Kayıt Tarihi : 9.8.2006 21:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mikdati Bal
    Mikdati Bal

    Kutluyorum dostum çok güzel bir şiir İmamı Azamı öğrenmek isteyenler için gereken bilgileri ihtiva ediyor Allah razı olsun Kişi sevdikleri ile beraberdir Allah şefaatlerine nail eylesin ben de Bir zam anlar şöyle bir şiir yazmıştım buyurunuz siz de bunu okuyunuz selam ve sevgilerimle
    Mikdat Bal

    İmam-ı azam



    Sabit bin Numân'ın oğlu İmam Ebu Hanife
    Hicri seksen senesinde doğduğu şehir Kufe

    Müslümanlar İrak ile İranı fethetmişti
    Dedesi müslüman olup Küfe'ye yerleşmişti

    Oğlu Sabit görüşmüştü Hazreti Ali ile
    Nice sahabe-i Kiram tanımış haliyle

    Hazreti Ömer devrinde büyük fetihler oldu
    Basra şehri Küfe şehri o zamanlar kuruldu

    Binlerce Ashab-ı Kiram oralarda kalmıştı
    Nice tabiin onlardan okumuş, ders almıştı

    Fasih Arapça bilenler Küfede yerleşmişti
    Hazreti Ömer onları seçip de göndermişti

    Hoca olarak gönderdi Abdullah bin Mes'üd'u
    Kur'an, fıkıh derslerini uzun zaman okuttu

    Sayesinde Küfe şehri ilim şehri olmuştur
    Kur'an ilmi Fıkıh,tefsir,Hadislerle dolmuştur

    Emirül mü'minin ona bir çok yardımcı verdi
    Onlar seçkin sahabiydi ona yardım ederdi

    Sa’d bin Ebi Vakkas ile Hüzeyfe İbnül Yeman
    Ebu Musa Eş’ariyla Bir de Farisi Selman

    Daha nice sahabiler Küfe'de hizmet verdi
    Hazreti Ali orayı bunun için severdi

    “Allah,bu İbni Mes'üda rahmet etsin söyledi
    Talebelerini şehrin kandilleri eyledi”

    İşte mezheb kurucusu Imam Ebu Hanife
    Böyle bir yerde yetişti gerek gördük tarife

    Küfe de doğup büyüdü, Küfe öyle bir yerdi
    Gençliğinde sapıklarla münazara ederdi

    Her din ve mezhepten insan orada yaşıyordu
    Akıl ile fikir ile genç iken savaşıyordu

    İtikatı bozuk olan Şii ve hariciler
    Mütezile mezhebinden daha neci neciler

    Her girdiği tartışmayı başarıyla kazandı
    Aklı ile sapıkların planlarını bozandı

    Onun bir cevher olduğu Küfede öğrenildi
    Onu teşvik ederekten ilim öğren denildi

    Bir gün pazara giderken Şabi'yi görmüş idi
    Şabi, İmam-ı Azamın ilmini sormuş idi

    Ona cevaben söyledi pazarda çalışırım
    Ticaretle uğraşırken bazen de alışırım

    Şabi ona söylemiş ki artık uğraş ilimle
    Sen akıllı bir insansın, görüş her bir alimle

    Şabi Hazreleri ona hemen tesir etmişti
    Hemen Pazarı bırakıp ilme doğru gitmişti

    Hammad bin Ebi Süleyman ona muallim oldu
    Onsekiz yıl onda kaldı göğsü ilimle doldu

    İbrahim en-Nehaiden Alkame yolu ile
    İbni Mes'uddan Aliye,Ömer ekolü ile

    Medresesi zengin idi malzeme bakımından
    Bu da meydana gelmişti sahabe akımından

    Ebu Hanife Küfede önce Kuran hıfzetti
    Sonra sarf,nahiv,şiirle edebiyat öğrendi

    Önde gelen alimlerden Hadisleri dinledi
    Ezberledi,tevil etti hepisini anladı

    Fıkıh mes'elelerini teker teker öğrendi
    Bütün ilim sahipleri zekasını beğendi

    Doğuştan mantık ve zeka,hafızası güçlüydü
    Çalışkandı, müctehiddi,alimdi, bilinçliydi

    Hocasının vefatında kendi kırk yaşındaydı
    Onun yerini doldurdu,kürsüsü başındaydı

    Onun ders verme usülü farklı idi herkesden
    Müzakere oluşurdu verdiği her bir dersten

    Demezdi ki dersiniz bu, alın ezberleyiniz
    “Alın gidin inceleyin,fikrinizi deyiniz”

    Halka açık ders te verdi bu da başka bir yoldu
    Vermiş olduğu her fetva sonradan örnek oldu

    İstişare önemliydi,sözüm sözdür demezdi
    Her konuyu tartışırdı hemen fetva vermezdi

    Her konuyu incelerdi fikrini söyler idi
    Talebelerine verip inceleyin der idi

    İncelenen her mes'ele kendine gelir idi
    Görüşünü açıklardı fetvayı verir idi

    Bu ilim halkalarında tüm İslam hükümleri
    Her konu ele alındı bütün mes'eleleri

    İbâdât ve muâmelât, ukubat incelendi
    Her konu tasnif edildi herbiri gücellendi

    Eş-Şeybani yazmış idi Zahiru’r-Rivaye yi
    Küçük yaşta başlamıştı ilim talep etmeyi

    İmam Ebu Hanifeden küçük yaşta ders aldı
    Derslerini ilerletmek Ebu Yusufa kaldı

    İmam Ebu Hanifenin çoktu talebeleri
    Hepsi birer üstad idi alim idi herbiri

    İmamı Azama göre otuzaltı neferdir
    En alimi Ebu Yusuf diğeri de Züfer dir

    Zâhiru'r-Rivâye altı kitabı teşkil eder
    Bu kitapları burada sayalım birer birer

    ' el-Asl (veya el-Mebsût tür) 'birincisi ettik bir
    'el-Câmiu's-Sağîr', ile ve ' el-Câmiu'l-Kebîr'

    Bir de ' es-Siyeru's-Sağîr', ve 'es-siyeru'l-Kebîr'
    Beşini anlatmış olduk elimizde kaldı bir

    Altıncısı 'ez-Ziyâdât' altı kitap tas tamam
    Bu kitaplarda toplanmış ne demişse üç imam

    Ebû Hanife dir eköl Zâhiru'r-Rivaye'din
    Ebu Yusufun görüşü ve imamı Ahmedin

    Ebu hanifenin daha kitabı var vesselam
    Bunların da konuları akaid ile kelam

    el-Fıkhu'l-Ekber, kitabı ve Kitâbü'r-Risâle
    Kitâbü'l-Âlim ve'l-Müteallim daha var hele

    El haşiyye kitabıyla Ma'rifetü'l-Mezâhib,
    el-Kasidetü'n-Nu'mâniyye var daha ey sahip

    el-Müsnedü'l-İmam Ebî Hanife kitabını
    Okuyanlar tanıyorlar uslub ve hitabını

    İmam Ebû Yûsuf ile bir deİmam Muhammed
    Mezhebin teşekkülünde gösterdiler çok himmet

    Hârun er-Reşîd ahdinde kâdıu'l-kudât oldu
    Ebu Yusuf bu mezhebin icra yolunu buldu

    Eğer kadı olmasaydı bünlar mümkün olmazdı
    Devlet hukukuna dair Kitabü'l-Harâc yazdı

    Mezhebi devlet ricali beyninde de yayıldı
    Bu imamın sayesinde yayıldı ve sayıldı

    Hanefi mezhebinin şu özellikleri vardı
    Ebu Hanifenin ne çok güzellikleri vardı

    Derdi ictihad ederken Kur'ana göz atarım
    Eğer orda bulamazsam sünnetlere bakarım

    Sonra ashab-ı Kiramın sözlerinde ararım
    Orada da bulamazsam kendim kafa yorarım

    Kitap,sünnet,icma kıyas mezhebimiz böyledir
    Bunlar arandıktan sonra ictihadla reyledir

    Fıkhımız leh ve aleyhte olanı tanımaktır
    Kitap,sünnet,icma,kıyas birisine uymaktır

    Kur'anda çözüm yok ise sünnete başvurulur
    Kullanılan her hadisin an'anesi sorulur

    Meşhur hadis, Mütevâtir dışında kalanları
    Haber-i vâhid ve mürsel bu gibi olanları

    Tetkike tabi olurdu özel incelenirdi
    En ufak bir tereddütte anında ellenirdi

    Her an'ane güzel olup sünnet olmayabilir
    Başka hükmü kıyas edip onu almayabilir

    Ravileri incelerdi herhali her yönünü
    Sahih hadis olsa bile hemen almazdı onu

    Eğer ravi amel etmez sadece söyler ise
    Onunla amel etmezdi,hoşa da gider ise

    Onu anlatmak gayemiz mezhebi başka konu
    İmam-ı Azam olarak herkes tanıyor onu

    İsmi, Nûmân bin Sâbit bin Zûtâ diye bilinir
    Ebû Hanîfe künyesi en çok böyle anılır

    İmam-ı Azam lakabı bununla meşhur oldu
    Hicri seksen de doğmuştur yüz ellisinde öldü

    Mezarı Bağdât'ta olup bir ziyaret yeridir
    Eserleri bakılmalı kim demiş makberidir



    Mikdat Bal



    Cevap Yaz
  • Hüseyin Bacanak
    Hüseyin Bacanak

    Allah bizleri bu mübarek insanlara ve islam peygamberi Hz. Muhammed Mustafa S.A.V. Efendimize layık eylesin sizden de razı olsun. Tebrikler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Abdullah Yaşar Erdoğan