İma/İmalar Üzerine Bir Kaç Söz

Nedir ima,üzerinde düşüneniniz var mı hiç? İma’nın ansiklobedik anlamından bahsetmiyorum,tabii ki.Amacım, içsel dünyamızda ima’nın nerede konuşlandığını anlamaya çalışmak,sadece.

Ne zaman ‘ima’ kokan bir sohbette bulunsam ya da bir yazı okusam,aklıma –konu ile ilgili olsun veya olmasın- bambaşka kavramlar doluşur.Bozkır kavimlerinin uzaktan kullanılan delici silahları,kurnazlık (fakat asla zeka değil) makyavelizm,terör,asalaklık aklıma düşenlerin başlıcalarıdır.Rastgele bir ima,neden acaba,böylesine ayrı düzlemlerdeki kavramları çağrıştırıyor bana.fikri olan var mı?

Doğrusu,’ima’,yapan açısından çok etkili bir silahtır.İma eden, bununla kaç kuş birden vuru,hiç saydınız mı? Herşeyden önce,ima etmekle ne denli zeki olduğunu kanıtlar,kendisine ve çevresindekilere.Muhatabı eğer,yapılan ima’yı anlamazsa,hiç de zeki olmadığı kanıtlanmış olur elaltından.Muhatap anlamış ve/fakat yanıt vermemişse,ya korkaklığına hükmolunur,ya da yanıt vermek için gerekli donanımdan yoksun olmaktan hüküm giyer.

Ama,gerçek şu ki,’ima’ silahını kullanan,aslında ne denli ‘zayıf’ olduğunu da itiraf eder istemeden.Zira, ‘ima’nın sahibi,söyleyeceklerini direkt olarak söyleme cesareti gösteremediğini de kabullenmektedir,bu arada.Polemiğe girme cesareti yoktur; zira,bunun için gerekli donanımdan yoksundur.

‘İma’,korkakların bilimsel/entelektüel dağarcığı boş olanların elinde etkili bir silahtır ancak.Ama bu yönüyle de, aslında bir ‘kağıttan kaplan’dır.’İma’nın gücü de güçsüzlüğü de muhatabının farkına varıp varmamasına bağlıdır.Eğer muhatap,varmamışsa farkına,’ima’ eden,kendini muzaffer ilan eder,kendisine ve çevresindekilere,amacına ulaşmıştır,istediği de budur aslında.Yok eğer muhatabı ‘ima’nın farkına varır ve yüzleşmeye hazır olduğunu belirtirse,’ima’ sahibinin kabusları canlanır,ve genellikle’ siz yanlış anladınız’,’kem küm’ tümceleri,sözcükleriyle sona erer diyalog.Kuşkusuz ki,’ima’ içimizdeki diğer ‘ben’in/benler’in’ bilinç üstüne çıkmış ve silahlanmış yüzlerinden bir tanesidir.Bence ‘ima’,içimizdeki terörist’i temsil eder.

Oysa ki,yeterli donanıma sahip olduğunu bilen,kendine güvenen,cesur birinin ima’ya ve imalar’a ihtiyacı yoktur.Birisine ‘dostum’ diye hitap ediyorsa eğer,gerçekten ‘dost’ bildiğindendir.’Sevgili’ diye hitap ediyorsa,’sevgi’ duyduğundandır.’Sevgi’ ile ‘aşk’ ve ‘seks’
Kavramlarının çok ayrı düzlemlerde yer aldığına inanırım ben.’Sevgi’yi,benimle aynı ‘töz’ü paylaşan evrendeki tüm varlıklara karşı duyarım,yağmur ve güneş’in ışınlarıyla parçalanan kaya,daldaki elma,kaplan’ın pençesindeki geyik,henüz 6 yaşında iken,tarlada önüme çıkan ve bağa’sını kırarak,işkence ederek öldürdüğüm kaplumbağa kardeş,hepsi hepsine sevgi duyarım.Ama,türümün dişi örneklerinden ancak birisine aşık olurum,en fazla,aynı anda birden fazlasına aşık olamam.

Birine ‘sevgili’ diye hitap etmem,ona karşı ‘sevgi’ duyduğum anlamına gelir ve bu da ‘aşk’ değildir.Eğer birisine ‘seni/ sizi çok özledim’ demişsem,dediğim kesinlikle doğrudur,özlemişimdir.Dediğim ‘sana/size çok ihtiyacım var’ ise,çok ihtiyacım olduğundandır.Başka bir anlama gelmez,gelemez.

Ulu Tanrı beni,dostlarımı sevdiklerimi ‘ima’ imal etmek,kullanmak ve ‘ima’ ile muhatap olmaktan korusun.Amin.

Saygılar sunarım

Hoşçakalın