Filistin ki bir yükselişin diyarı
Şimdi kan ağlıyor taşı toprağı
Zalim dünyaya imdat haykırıyor kızları
Bu ümmet nasıl da oldu bir uşak
Kendi ülkesinde mülteci bir halk
Ben neye yanayım ya
Öldürdüğüm masum kuşlara mı
Kırdığım komşu camına mı
Boşa attığım taşlara mı
Ömürden giden zamana mı
Ben neye yanayım
Ben Kendimi…
Şah-ı cihan beller idim ben kendimi bir zaman
Taht-ı şahan baki değil bu cihanda bir yalan
Ak günümde karalar bağladım halim perişan
Hayalimden geçmez iken hiçbir zaman
Boynu tasmalı birkaç kuduz
Akademist birkaç uyuz
Köşe başını tutmuş güpegündüz
İlâhi!
Bana seni öğretiyor seni
Ben mi Yunusum, dost Yunus mu benim için?
Yanar yüreğim durmadan Bir için için
Durmayın kapıda canlar dergâha geçin
Geçin dünya şarabından bir zemzem için
Almayın derdimi bir huri için
Lime olmuş yaralarım
Merhem almıyor
Söyleyin o yâre kem söz etmesin
Kalmadı günüm ben ölüyom
Yâr olmuyor
Bu cihanda saltanata
Gelen geri dönmez sanır
Her kim şahlanarak gelir
Sessiz toprağına döner
Bu cihanın dolabında
Filistin ki bir yükselişin diyarı
Şimdi kan ağlıyor taşı toprağı
İmdat haykırıyor masum kızları
Yetim çocukları neni yavrum neni
Siyonist namlular ölüm saçıyor
Durun Beyler! (4)
a
Biri de:
taşra’mın
sebil suyu, bereketli ekmeği
toprağının merhamet bahşettiği
Ey adına yenim edilmiş, nesnelerin piri!
Ey Yüce’den emir alan kutsal!
O sessiz, sinsi çığlıklarındır fidanları berdar eden
Benim de fermanımı yazan sensin biliyorum
Yine de vazgeçemiyorum senden sivri dillim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!