Ölümü beklerken kuytu bir köşede,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?
Hayat bizi savurdu atmış zaten,
En acımasız feryatların tam ortasına,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?
Doğu’ da bir köyüm ben; doğuda, güneydoğuda
Mahzun, suskun, garip ve bir o kadar da çaresiz,
Her duyguyu ve her acıyı bilen insanlarım vardır
Her sesten, her renkten ve her yaştan çocukları olan.
Doğu’ da bir nehirim ben; Fırat’ım, Dicle’ yim, Murat’ ım,
Çocukken ne rahat olurmuş insan,
Aşkı bilmezmiş çünkü onlar,
Ne yürek acısı, ne de gönül yarası bilirlermiş,
Sevmekmiş, hasretmiş, özlemekmiş ne kadar da
Uzakmış bu elinden çok çektiğimiz duygular.
Her şey bir hayal ile başladı
Seni görmeden henüz seninle tanışmak gibi
İlkin yokluğunu sevmiştim fark etmeden
Onunla yatar, onunla kalkardım
Ve sen bunların hiç birini bilmezken
Ben daha seni görmeden seni sevmiştim
Yürekleri ağlatan bir feryatla başladı ömür,
Kimsesiz, garip ve çaresizce büyüdü gözlerimde,
Bir şeyler arar gibi ya da arıyormuş gibi yaparak,
Sevdaymış, özlemmiş, aşkmış çok uzak kalarak.
Yağmurları yağdırdı, karları eritti hazan gönlümde
Dokundun yüreğimin en zarif yanına,
Emsali olmayan bir aşkla bağlandım sana,
Ne ben uğramıştım sevdaya şimdiye dek, ne sevda bana,
İçimde fırtınalar kopardın, yüreğimi çaldın benden,
Zaten sensiz hayat yalan, beni de yanına alsana.
Bir bahar daha geçti ömrümden yine sessiz ve sensiz,
Yürek dayanmaz artık biçare, yalnız ve sefil,
Sendin çünkü yüreğime sonsuz sevgi, gönlüme huzur veren,
Tadı olmaz artık sensiz geçen baharın ve yaşanan yazın.
Varlığın, güzü bahar; yokluğun baharı güz yaşattı bana,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!