sana
duvarları kazırken
çatı arasında biriktirdiğim
bölük pörçük
ekmek arası
küfürlerimi armağan ediyorum
yitik bir sesle bağıra bağıra
bırak kendini karanlığa
al öfkeni
vur duvardan duvara
çek kafayı
ardından bir nefes daha
şimdi bütün
bütün
ağzından çivilenip
iliklerine kadar kördüğüm olursun
kara cümlelerin boz bulanık
çetelesi tutulan bir yaşamın
leş torbası kaldırımlarda
yaktım ateşimi
uzun soluklu gece yürüyüşlerinde
bu kent saçlarımda yanar
masal kentin öteki kıyılarında
hantal sözcükleri ağzıma dayadım
bulanık belleğim ayrıldı dilimden
biçimsiz bir
sarmaşıkla göğü
sardım
hepsine
esin perilerinin defolu düş sergisi
bu çırılçıplak seremonide
ne kadar dirensem de
bir çığlıktır kopar gırtlaktan
sesim sesin -le
titredikçe
kristal (şarap) kırmızısı
deniz köpürür
elmas parıltılı karbon gözlerinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!