Kavuna bak kavuna! kılı yüzüne vurmuş.
Kuyruk sallar kediye, bozkurda karşı durmuş.
Avcı sanır kendini, şahine kapan kurmuş.
Şer dağıtır locası çamur atar dümbelek,
Elinde sırım dokur omzunda kasnak elek…
Kendini bey sanıyor ahırdaki eşekler.
Islanmış kokar durur oturduğun döşekler.
Koçu görünce meler senin gibi şişekler.
Kurum tutmuş bacası çamur atar dümbelek,
Nişadır sürsün hoca dalın sallasın felek…
Baykuş gibi ötüyor virane yerde durur.
Bahçede açan güller seni görünce kurur.
Yarışta yüzü yoktur kuyruğu kamçı vurur.
Gacıların kocası çamur atar dümbelek,
Ikındıkça patlıyor zehirli acı kelek…
Edep haya cebinde etrafına saçıyor.
İlime kurban olsun defteri ters açıyor.
Azıcık dokununca geri geri kaçıyor.
Midillinin cocası çamur atar dümbelek,
Sallanır töm töm sakal, savrulur kara yelek…
Bin atı var oynuyor jokey olmuş borası.
Çizmesi gıcırdıyor, paslı çivi forası…
Değneğe sürünüyor kaşınınca orası.
Koruk üzüm bocası çamur atar dümbelek,
Sırtın her gün kaşınsın kaşağı olsun belek!
Ramazana sataşma yastığına batarım.
Sözün özü bendedir isteyene satarım.
Senin gibi veziri danalara katarım.
Deccalların hocası çamur atar dümbelek,
Gir kümese gıdıkla horozu öpsün telek!
Kayıt Tarihi : 11.1.2009 14:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!