Gece olunca İlo uyur bütün kâinat
Sıcacık düşler üşür koynunda zemherinin
Bir tek hüzün uyumaz yüreğinde aşığın
Sessiz sessiz düşerken yaşlı gözlerden irin
Muhafız çiçekleri gülüşür hüzne inat
Karanlığa karanlık eklenir yığın yığın
Yine bulurlar beni içinde bulunmazın
Ağzından köpük saçan kara kara köpekler
Düşerim bir boşluğa dört yanı deniz olan
En sinsi fırtınalar pusuya yatmış bekler
İniltisi duyulur uzaklardan bir sazın
Perdesinde yokluğun,nağmesinde biz olan
Gözlerim kırk ikindi mahpusunda nicedir
Ah desem yüreğimden bir volkan fırlayacak
Aklımı yerden yere vururken alın yazım
Kefenimi aç gözlü bir kaç yılan soyacak
İçimdeki savaşa denk değil uhud,bedir
Ölüm gibi sınırsız yaşamak kadar azım
Zaman azgın bir nehir akıyorum meçhule
Ürkek bir güvercinin bakışlarıyken hayat
Sen, aşkın kitabını ezbere bilen hafız
Gel de ciğerlerinden nefes alsın kainat
Kim razı oldu ise onu kuşatsın çile
Gel ömür sancağımın altındaki muhafız
Tüm sesler çekilince üstünden şehirlerin
Bir şivan kopar İlo sessizliğin içinden
Feryadı yankılanır en olmaz umutların
Boy verir yakarışlar sensizliğin içinden
Sana döner akışı gökteki nehirlerin
...Ilık ılık düşersin göğsünden bulutların.
Kayıt Tarihi : 6.8.2013 02:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!