İllâ Eylül Gibi
Soğuyan tek şeyin havalar olmadığı bir eylül gününden yazıyorum.
Her şey biraz eksik, biraz yarım, biraz senden uzak.
İçimdeki bahar, çoktan göç yoluna düştü.
Ve ben, hiçlikte yok olmak istiyorum,
Kuşlar misali göç ederek;
Bazen sessizce,
Kendimce giderek…
Hazan mevsiminin bir parçası da benmişim gibi —
Eylül gibi,
Eylül gibi…
Rüzgârın unuttuğu bir yaprak gibi,
Köklerinden kopmuş bir su gibi;
Toprağa karışmadan akıp gitmek,
Adını kimseye söylemeden kaybolmak istiyorum.
Biraz kırık, biraz eksik…
Eylül gibi,
Eylül gibi…
Gün vurmuş, ortada kalmış gazel misali,
Sardı mevsimler içindeki ay hicranı.
Gurbete giderken gözler mi yâr divanı?
Umut adına boynunu bükmüş,
Kendinden harcamış da azıcık gitmiş…
Gâh benim gibi,
Gâhi eylül gibi.
Gecenin koynunda sönen kandil misali,
Düştü yaprak yaprak içimin sevdası.
Bir selam umarken susmuş dertlerin hası,
Yorgun hecelerle yolunu beklemiş;
Kendi suskunluğunda onun sesini yankı etmiş.
Gâh rüzgâr gibi,
Gâh hicran gibi,
Gâhi eylül gibi…
Mevsim hazandır artık, kendi de üzgün;
Kandil kazandır artık, huzmeler kalsın süzgün.
Naçar olanın boynu bükük — ferasetle görün,
Usta Neşet giden de, abdallar da sürgün.
Dillendirmek ayıptır, türkülerim de susmuş.
Belki ahraz gibi,
Belki nâdân gibi,
Gâhi eylül gibi…
Kervanlar göçüp gitmiş, yol kalmış dilsizlere;
Tükenmiş söz hecelerde, hâl kalmamış dizlerde.
Neşet’in sazı ağlar, ses bırakır izlere,
Çözülen yürekler gömülür sessizliklere…
Baharın düşünde kışlar kurulmuş.
Belki gurbet gibi,
Belki öksüz gibi,
Gâhi eylül gibi…
Kervanlar gidende özlem düşmüş gönüllere,
Gurbet vatan olmuş, yol vermiş hüzünlere.
Bağlama duvarda, bar bağlamış tezene de,
İçten gelen sesler akseder hicrimde…
Gün daima eylüle döner,
Sevgiye döner, sana döner.
Belki bülbül gibi,
Belki keklik gibi,
İllâ eylül gibi.
İçimde kalan yara, zamana inat durur.
Bir ömür boyu susar, kalemde mısra kurur.
Hasretin adı olur, her bahar yeniden vurur.
Hüznün diliyle söyler sazların telinde;
Sözler yine savrulur.
Gün daima eylüle döner,
Kederle döner, sana döner.
Belki vuslat gibi,
Belki hicran gibi,
İllâ eylül gibi.
Kefensiz divane olmuş, gurbet yoktur artık,
Sözler ile duyguları da iç içe kattık.
Satırlarla bazen sahrada, bazen çöllerde dolaştık.
Heyhat, dâr olmuş hayat her mevsim artık hazan.
Gönülden bakınca anladık:
Geçmiş zaman eylül gibi,
Her günümüz eylül gibi,
Tüm zamanlar eylül gibi…
Kiyaz & Kefensiz
Kiyaz KılınçKayıt Tarihi : 2.11.2025 21:43:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!