“Okuduğun nedir? ”
Gözlerimi elimdeki dergiden ayırıp başımı kaldırdım. Fıstık Ahmet, fıstık rengi gözlerinde her zamanki hınzır bakışıyla, gülümsüyordu.
“Yeni bir öykü dergisi” dedim. “Okumak ister misiniz? ”
Çok uzun zamandan beri ilk defa Ada’da, Prinkipo’daydım. Yazın gün boyu mekânın en serin, akşamlarıysa en rüzgârsız yeri olan erik ağacının altında oturmuş; dört ay boyunca kırık sağ kolumda taşıdığım ve kaç kilo olduğunu tahmin bile edemediğim alçının çıkmasını; kısacası esaretin bitişini kutluyordum.
Beni görünce kaçma ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Devamını Oku
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim