Kara önlüğünün üstünde
ak bir yaka…
Bal rengi saçlarında
mavi bir kordela…
Bir kız vardı
şimdi çok çook uzaklarda…
Adı kuşkulu belleğimde
ama hala kulaklarımda durur sesi…
Sahi soyadı neydi?
Ders aralarında neler neler konuşurduk?
Unuttum şimdi…
Uzun uzun konuşurken
o minik beyaz elleri
önlüğümün düğmelerini bir bir çözer
sonra bir bir yeniden ilikledi..
Gözleri pırıl pırıl
dişleri kardan daha ak
nasılda güzel gülerdi…
O ilkokullu günlerimiz
ne güzel günlerdi
Bir kutsal bağdı aramasızdaki…
Asla düşünmezdik
ne bir cinsellik
ne kişisel bir çıkar.
Küçücük yüreklerimizde ortak sevi
Tertemiz!
Kocaman!
Evren kadar!
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir bir çocukluk tutkusudur, aşk diyemiyorum ... 1940'lı yıllar da ilkokul okuma kitabında bir kız vardı. Adı Günseli...'GÜNSELİ HIRÇIN BİR KIZDI...' diye başlardı metin ve gülümseyen ve de somurtan iki resim bize güzelliği, aynı zamanda da çirkinliği örneklemekteydi ama; benim arkadaşım hep gülümseyen bir melekti, onu hiç unutmadım.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta