Hangi suçun hükmünü giymiştik biz?
Hiçbir masal bize ait olamamıştı.
Biz, hiçbir masalı mutlu sonla bitirememiştik.
Peki ya bizim sonumuz...
Bizim sonumuzu güvercinlere mi attılar yem diye?
Neden hep yok saydılar camdan yaptığımız kalelerimizi?
S/Ben
Biraz olsun susmalı şehir
Sesimi duymalı, O.
Bu gece son kez b/aktım sana sevgilim.
Köklerime sızıyor eriyen göz’bebeklerin
Köklerimde sızıp kalıyor yine bir intihar sonrası.
Olmamış bir şeyi olmuş gibi gösterme çabası değil bu
Bedeninden arda kalan kırıntıların
Hala senmişsin gibi davranmalarından
Doğuyor tüm bu zihni kırık tavırlar.
Gözlerin yağmur bu gece
Gidip dönmediğin günlerin meziyetleriyle dolusun
Bana hiç öyle masummuşsun gibi bakma.
Terliklerimin içine doldurduğun hayal kırıklarım
Kaç kez kanattı ayaklarımı,
Kaç kez her ay doğuşunda dudaklarından astım umutlarımı,
Fiziksel yollarla bağlanmıştık seninle
Şimdi kimyasallarla bile ayıramazlar bizi.
Ellerin değdi ellerime
Ve gözlerim intihar etti!
Ben, hiçbir zaman bir elmayı tek seferde soymayı beceremedim.
Gitmene yataklık eden yolların damarlarını kesemediğim gibi!
Genetik bir hastalık gibi sardı kış yeryüzünü
Oysa ne ellerin vardı ellerimi ısıtabilecek
Ne de ceplerim.
Kimse söylememişti bana,
Yüzün, dökülen yapraklarından ibaretti güzün.
Bir bahar sabahı,
Narkoz karışmış kanımla kaynadım sana.
Gelmeliydin
Ne zaman ki terk ettin bu şehri,
Havzasız bir göle döndü gözlerim!
Bu gece ne morfinlemeye gider elim düşlerimi
Ne de adını yazmaya yeter gücüm.
Gel bu gece,
Her gece bize ait bir bebek doğuruyorum günahlarımızın bedeli olarak.
Boğazımı yırtarcasına sesleniyorum sana her gece.
Daha kaç kez senmişsin gibi sarılıp bir hayale
Yüzünü senden almış bebekler doğurup, sabaha çıkmadan öldüreceğim onları söylesene?
Ah bir yalan, ardından başka bir yalanı sürükler her seferinde.
Adını her anışımda,
beynimde ne denli travmalar yarattığının farkında mısın?
Dudaklarım kanıyor,
Avuçlarım her zamankinden daha derin çukurlara ev sahibi bu gece.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!