İlk Sarsılış
Hikmet Çocuk arkadaşlarıyla birlikte yine oradaydı.
Buranın bir çiftlik işletme müdürlüğü olduğunu ana kapıdaki yazıdan öğrenmiş olduğu halde, nasıl bir yer olduğu konusunda tek bilgisi yoktu. “İşletme” nin anlamını bilmiyor, “Müdürlük” ü ise bir tür başöğretmenlik sanıyordu.
İşletme, Ermeni maşatlığının arkasından başlayıp dağların yamaçlarında son buluyordu. Çevre duvarları arasında ana yapı, yatakhane, yemekhane, çayhane, ekim alanları ile büyükçe bir başka alan ve alanın ortasında da bir pınar vardı.
Pınarın çevresi bir dinlenme yerini andırmaktaydı. Pınarla önündeki üç uzun yalağı yosunlu kaba ağaçlardan yapılmışlardı. Yanında-yöresinde ağaçtan kesme sıralar, ağaçtan kesilme masalar göze çarpmaktaydı. Beyazdan pembeye çiçekli dallarla kuşatılmış olan pınar, cennetten bir köşe gibiydi.
İçinde ikindi güneşinin solgun sarı ışıklarının oynaştığı su dolu ağaç yalaklarda çocuklar, kibritten kişileştirilen atlarını yüzdürmekte ve birbirleriyle yarıştırmaktaydılar. Yarış her defasında anlaşmazlıklarla bozulup yeniden başlıyordu. Su içindeki tartışmalı atyarışları, gerçek atların ahırdan çıkarılmalarına kadar sürüp gitmiş, ancak, onların çıkarılışı, kibrit çöpü atların varlığını, güzelliğini, üstünlüğünü tek bir anda unutturmaya yetmişti.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum