aynada resimsiz bir yankı
elim boşluğun içinde bir şeyler arasa bile
nefes alışını duymaktan başka
yok başkası
hayat rengini akıtsa gözlerinden
durdurabilir misin içimde acıyı
o ilk cümlesini bulsam
parmağımın ucunda kanayan zaman gibi kırmızı
o şiirin
yüzünün yumuşaklığına dokunmak gibi denizin
yada öpmek gece vakti çığlıklarını martıların
bir anahtar gibi
bulduk birbirimizi
bir çift zar çıktı hayatın elinden:
şeşten bir kadın
yekten bir adam...
uyandık ovuşturup uzun uzun gözlerimizi
ilk kelimesiymiş gibiydi bir çocuğun
aslında bildiğim bir şey var benim
bakma sen yalnızlığıma
soğuk duruşuna ellerimin
bu buğulu canım ardında tüm insanlar
bana biraz yakın
hep benden çok uzak
içimde soluk soluğa bir şeyler bırakmıştın ya
uyandığımda tıkanışıydın nefesimin
elimin yanması dokununca bir başkasına
acıması ruhumda çırılçıplak kalmış bir yerlerin
uzun uzun izlediğim bir ölüm gibi aynamda
içimde soluk soluğa bir şeyler bırakmıştın ya
adı vardır elbette
sen
ben
tanımasak da olur
görmezden gelsek de
bir mezar taşı vardır onun da taşıdığı
her şeyi martılar öğretti bana
kanatlarında taşımayı hayatını
denizi altına, gökyüzünü üstüne alıp
mavide kalmayı öğretti...
balık tutmayı, çığlık atmayı...
uçmayı simit parçalarının peşinden vapurlarda
elimi uzatamadığım kadın
belki yanlış
tüm anladıklarım...
ama yapma sen de bunu:
ne istedin ki karanlığından gecemin
dökülüşünden sonbaharımın?
ne zararı vardı
kekeme susuşlarımın?
cümlelerin sırtını dönüp gittiği
artık uyuması gerektiği gibi çocuğun
kapanmasıyla masal kitabının
geriye kalan her şeyi
hayaletlerin kemireceği salıncaklı parkların?
paslanmış kilitlerini açmanın şimdi
gıcırdayan kapılarımın
ve ekmek kırıntıları bırakmanın kuşlara
umut verip uçabilmeye
parmaklarınla ufaladığın?
geri dönecekmiş gibi yapmak da
anlamsız hiç gitmeyecekmişsin gibi
bir şey hep biter bu hayatta
ben olmam, sen
sen olmazsın, ben
ama biz hep biteriz sonunda
sonuna dek kalabilirmişiz gibi...
ve onlar da güler yeniden
anlayamadıkları kadar çok gülerler
işaretler parmaklar
seni
beni
işaretler yaşanmışlar kaldığımız yeri sayfalarda
yaşanmamış olanları hatırlatır gibi...
elimi uzatamadığım kadın
birinin nefesimi tutmayı bırakabileceğimi söyleyeceğini
o kadar bekledim ki...
sadece
inanmamaya alışmak
daha kolay olan
inanmaya çalışmaktan...
kokunu öyle istiyorum oysa ki...
al bununla idare et
daha çok severim başka zaman
daha çok sarılırım bedenine
şimdi gitmem gerek
saat geç oldu
telaşlanırlar
olduğum gibi gelsem sana
kuyruğumda yıldızlarım
sönmüş mumların kokusu avuçlarımda
binlerce hikaye unutmaya çalıştığım
birikmiş aşklar yalnızlığımda
olduğum gibi gelsem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!