Bir parkta otururken görmüşler beni.
Şimdi nasıl anlatılır,
sahibini bekleyen bir eşya gibi unutulmuşluğum.
Oysa ben alışkınım unutulmalara
Düşünür dururum,
ne güzel hazırlamışsın beni bu yalnızlığa.
Böyle bir hava da sevdim seni,
Yağmur yağsa aşık olacaktık
Yağmasa ömür boyu sevecektik birbirimizi.
Ne benim ne de senin kaçarı yoktu,
bu gül kokulu gelecekten.
Ben ufka baktım, sabah oldu akşam oldu.
Ben sanmıştım ki,
Sen de benim gibi seversin.
Ben sanmıştım ki,
Sen benim gibi hissedersin.
Şimdiler de öğreniyorum,
Yok öyle bedavadan gökyüzüne bakmak
Rüzgarlar uçurmadan karahindibaları
Gözlerini kapatıp üfleyeceksin.
Yavruları dağılıncak yeryüzüne
Akşam üstü yağan yağmur sonrası
Toprak kokusuyla, maviyle, yeşille
Ahura telaşlı, Ahura acemi..
Yerini yadırgamış, ateşi sönen bir anı sanki.
Susamış, susmuş butimar kuşu.
Bugün farkettim,
İçimde birşey büyüyor sürekli
Yapmaman gereken herşeyleri aklıma getiriyor
Karşı koyamıyorum veya koymuyor
İçimde birşey büyüyor ve beni öldürüyor
Günlerden Cumartesi, küçük hayallerin efendisi.
Aylardan Nisan, mavi bir karavan.
Alabildiğine gökyüzü grisi
Yeşil bir gölün yüzüne düşen inci tanesi
Alabildiğince sen..
Kan kırmızı çay ve demli bir bahar.
Yürek hoyrat, dil acz
Akıl semt pazarı.
Ruhu hiçliği seçmiş
Sureti yaşama telaşı
Turkuaz renkler biriktiriyorum cam bir kavanozda,
Mavisi eskimiş bir gökyüzüne uyanmaktan korkuyorum.
Bazen olmaz,
Seversin olmaz,
Ödün verirsin olmaz
Emek harcarsın olmaz
Olsun diye çabalarsın olmaz
O kadar çok olmazlar biriktirirsin ki
tebrikler..hepsi harika....